Beyaz Saray’da 8 Ağustos 2025’te atılan imzalar, Güney Kafkasya’nın çeyrek asrı aşan çatışma tarihine “barış” başlığıyla geçebilir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir diplomasi masasında arayışı süren çözümü nihayet kağıda döktü.
Peki bu imza, yalnızca bir barış anlaşması mıdır? Yoksa bölgede güç dengelerini kökünden değiştirecek yeni bir satranç hamlesi midir?
Yararlar: Umut Veren Satırlar
1. Silahların Susması:
On yıllardır kan ve gözyaşıyla anılan Karabağ ve çevresi, artık çatışma haberleri yerine ekonomik kalkınma, kültürel etkileşim ve diplomatik temaslarla gündeme gelebilir. Silahların susması, yalnızca iki ülke için değil, bölgedeki her millet için umut demektir.
2. Diplomatik Tanıma ve Toprak Bütünlüğü:
Tarafların karşılıklı olarak toprak bütünlüğüne saygı sözü vermesi, uluslararası hukuk açısından kritik bir dönemeçtir. Bu, sınır anlaşmazlıklarını önleyebilecek bir temel atar.
3. Ekonomik Koridor ve Kalkınma İmkânı:
“Trump Route for International Peace and Prosperity” (TRIPP) adı verilen geçiş koridoru, ticareti canlandırabilir. Azerbaycan’ın Nahçıvan’a, Ermenistan’ın ise bölgesel pazarlara açılan bir kapıya kavuşması, Güney Kafkasya’yı transit ticaretin merkezlerinden biri haline getirebilir.
4. ABD’nin Garantörlüğü:
Washington’un garantör rolü, anlaşmanın uygulanabilirliğini artırabilir. Tarafların tek başına kaldığında kırılabilecek güven dengesi, uluslararası bir hakem ile daha sağlam durabilir.
Zararlar ve Riskler: İnce Hesaplar
1. ABD’nin Stratejik Nüfuzu:
Koridorun işletme ve kalkınma haklarının ABD’ye verilmesi, ekonomik fayda sağlarken aynı zamanda bölgede Amerikan etkisini kalıcı kılabilir. Bu, uzun vadede bölgesel bağımsızlık tartışmalarını alevlendirebilir.
2. Rusya ve İran’ın Tepkisi:
Anlaşma, Moskova ve Tahran’ın bölgedeki etkisini zayıflatıyor. Bu durum, yeni diplomatik gerilimlerin ve hatta vekâlet çatışmalarının kapısını aralayabilir.
3. Koridorun Güvenliği:
Coğrafi ve etnik gerilimlerin yoğun olduğu bir hattın uluslararası transit yol haline gelmesi, terör ve sabotaj risklerini beraberinde getirebilir. Koridorun güvenliği sağlanamazsa, anlaşmanın en cazip unsuru işlevsiz kalabilir.
4. İç Politikada Muhalefet Sesleri:
Hem Azerbaycan’da hem Ermenistan’da, “Taviz mi verildi?” sorusu muhalefet partileri tarafından sıkça dile getirilecektir. Bu, iç siyasette kutuplaşma riskini büyütebilir.
Diplomasinin İnce Terazisi
Bu anlaşma, her ne kadar “barış” başlığıyla anılsa da, alt satırlarında büyük güçlerin bölgesel satranç oyunlarının hamleleri gizli. Kazananın sadece halklar mı, yoksa masayı kuran güçler mi olacağını zaman gösterecek.
Bugün için önümüzde duran gerçek şudur: İmzalar, kağıt üzerinde umut taşır. Ancak bu umut, sahada güvenlik, adalet ve karşılıklı saygı ile beslenmediğinde, kağıdın mürekkebi kurumadan değerini yitirir.
Güney Kafkasya’nın geleceği, bu imzanın sadece bir diplomatik fotoğraf karesi olarak mı kalacağına, yoksa bölgeyi yüzyıllık dostluklara mı taşıyacağına bağlıdır.
Kişisel yorum getirmek gerekirse bana göre:
Bir yazar olarak masada atılan her imzanın ardında, cephede susan bir silahın, evine dönebilen bir annenin, yetim kalmayan bir çocuğun hikâyesini görmek isterim. Barış, sadece liderlerin başarı hanesine yazılacak bir diplomatik madalya değil; halkların yüreklerine yerleşecek bir huzur iklimidir.
Eğer bu anlaşma, sadece büyük güçlerin nüfuz alanlarını yeniden çizmekten ibaret kalırsa, kağıt üzerindeki zaferin halk nezdinde hiçbir karşılığı olmayacaktır. Ama eğer samimiyetle uygulanırsa, bu topraklar yaralarını sarar, geleceğini özgürce inşa eder.
9 Ağustos 2025
Şeyda GÖKTEN