Aksu, oyunculuk kariyerini etkileyen bu sistemin giderek daha da katılaştığını belirterek, "Sanat değil, siyaset kazandırıyor" sözleriyle sektörün mevcut yapısına sert eleştiriler yöneltti.
Sektörde Tekelleşme Derinleşiyor
Aksu’ya göre sektörde belli çevrelerin egemenliği her geçen gün daha da güçleniyor. Oyuncu seçimlerinde yetenekten çok ilişkiler ve güç odaklarının belirleyici olduğunu vurgulayan Aksu, "Bu sistem, yaratıcı ve yetenekli birçok ismi dışarıda bırakıyor. Bu da sadece bireyleri değil, tüm sektörün kalitesini ve üretkenliğini zedeliyor" dedi.
Eşit Haklar ve Fırsat Eşitliği Vurgusu
Sanat dünyasında fırsat eşitliğinin giderek azaldığını belirten Didem Aksu, "Oyunculukta adil bir rekabet ortamı kalmadı. Aynı yetenekle, hatta daha fazlasıyla mücadele eden birçok kişi sadece bağlantıları olmadığı için dışlanıyor. Bu bir mesleki adaletsizliktir" diyerek sistemin yapısal sorunlarına dikkat çekti.
Aksu, özellikle kadın oyuncuların dış görünüşe indirgenen ölçütlerle değerlendirilmesinin sektördeki eşitsizliğin bir başka boyutu olduğunu ifade etti. "Hem yetenekli, hem güzel olmak yetmiyor; birilerine yakın olmanız bekleniyor" sözleriyle sektördeki gizli ayrımcılığa da işaret etti.
“Sanat Dünyası Bir Siyasetle Dönüyor”
"Sanat dünyası bir sanatın değil, siyasetin arenası olmuş durumda" diyen Aksu, bu sistemde yer almanın giderek imkânsızlaştığını belirtti. Kariyerinde önemli yapımlarda yer almasına rağmen üç yıldır oyunculuk yapamadığını ve geçimini sunuculukla sağladığını aktaran Aksu, bu durumun hem bireysel hem de mesleki olarak kendisini yaraladığını söyledi.
Yapımcılara Çağrı: Çözüm Üretin
Sektördeki bu çöküşün önlenmesi için yapımcılara büyük görev düştüğünü belirten Aksu, "Tekelleşmenin panzehiri, adil yapım politikalarıdır. Farklı seslere ve yüzlere yer verilmeli, jüriler şeffaf olmalı, bağlantılar değil dosyalar konuşmalı" çağrısında bulundu.