Manisa OSB'ye devrine karşı açtığımız iki dava da lehimize sonuçlanmıştır

Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği Manisa OSB' süre gelen yargı süreci ve gelişmelerle ilgili basın açıklaması yaparak kamuoyuyla paylaştı. Açıklama şöyle ;

15 Mart 2023 Çarşamba 15:52
Manisa OSB'ye devrine karşı açtığımız iki dava da lehimize sonuçlanmıştır

MANİSA KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA VE ÇEVRE DERNEĞİNİN

BASIN AÇIKLAMASI

           

36 gün önce 11 ilimizde meydana gelen deprem felaketinde ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa, yakınlarına ve tüm milletimize sabır diliyorum. Bu felaketin üstesinden el ve gönül birliği ile kalkacağız.

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Doğumumuzdan ölümümüze kadar sevinç, acı ve kederlerimizde yanımızda olan tıp doktorlarımızın bayramlarını kutluyor, onlara ve diğer sağlık çalışanlarımıza özverili çalışmalarından dolayı vefa duyguları ile saygılarımı sunuyorum.

Manisa Tabip Odasına, basın açıklamamızı yapmak üzere, başkanı olduğum Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneğine bu olanağı verdikleri için teşekkür ediyoruz.

MORİS ŞİNASİ HASTANESİNİN TESCİLİNE KARAR VERİLDİ

 Bugün burada sizlere müjdeli bir haber verecek, daha sonra da Manisa'daki çevre ve su sorunlarına değineceğim.İlimiz Manisa'da doğan, çocukluğu fakirlik içinde geçen, 14 yaşında yakalandığı difteri (kuşpalazı) hastalığından, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan adına yaptırdığı ücretsiz hizmet veren Sultan Camii Darüşşifasında, Şinasi Bey isminde bir doktor tarafından tedavi edilerek sağlılığına kavuşan, göç ettiği Amerika Birleşik Devletlerinde kendisini iyileştiren doktorun ismini alan hemşehrimiz Moris Şinasi'nin, doğduğu topraklara vefa borcunu ödemek için yaptığı vasiyetname ile ölümünden sonra eşi tarafından 1933 yılında yaptırılan ve adı verilen, hakkında özel kanun çıkarılan, Manisalılara, çevre illerden gelenlere ve özellikle çocuklara 85 yıl hizmet verdikten sonra kapatılan Moris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastalıkları Hastanesinin, taşınmaz kültür varlığı olarak tescili için hemşehrileri ben Ali Suat Ertosun, kız kardeşim Süheyla Ertosun, arkadaşlarımız Dr. Ali İsmet Nardal ve Hasan Kabadağ tarafından yapılan başvuruyu zımnen ret eden İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu işleminin iptali için açtığımız davayı Manisa 1. İdare Mahkemesi kabul ederek ret kararını iptal etmiş ve taşınmazın Kültür Varlığı olarak tesciline karar vermiştir. Karar kesinleşmemiştir. Ancak bundan sonra bu kararın bozulmayacağını düşünüyor ve umut ediyoruz. Böylelikle anı ve vefa değeri olarak Moris Şinasi'nin adı ve binası devam edecek, hastanede Türkçe ve İngilizce olarak yazılı olan 'MORİS ŞİNASİ'NİN DOĞDUĞU ŞEHRE HEDİYESİDİR' sözü yaşayacaktır.  

Hemşehrimiz Moris Şinasi vasiyetnamesi ile bu hastane için bir milyon Dolar ayırmış olup, bunun 200.000 Doları ile hastane yapılmıştır. Kalan 800.000 Doların geliri, her yıl hastanenin ihtiyaçlarında kullanılmak üzere düzenle olarak gönderilmekte iken; bu para, hastanenin kapatılması nedeniyle son yıllarda gönderilmemektedir. Bundan sonra ilgililerin bu konu ile ilgilenmelerini,  binanın değerlendirilmesini, bu güzel ve gerçek hikayenin devamını istiyoruz.

Aynı şekilde geçen yıl başvurumuz üzerine kültür varlığı olarak tescil edilen Manisa Devlet Hastanesi ve mahkeme kararı ile kültür varlığı tesciline karar verilen Beyaz Fil Binasının da değerlendirilmesini, ilgililerin bu konuda harekete geçmelerini bekliyoruz.

SUYUMUZ TÜKENİYOR YAKINDA SU FAKİRİ OLACAĞIZ

Manisa'mızı büyük bir su sorunu beklemektedir. Çünkü Manisa'da evsel, sanayi ve tarım kullanımındaki suyun tamamına yakını yeraltı su rezervlerinden karşılanmaktadır.

Geçmişte Manisa Ovasına can veren Gediz Nehrinin tarımsal sulamaya katkısı yok denecek kadar azalmıştır. Sanayi atıklarının kirlettiği Gediz Nehri, bugün için kanalizasyon vazifesi görmekte ve çevreye tehlike saçmaktadır. Yıllık yağışlar yetersizdir. Yetersiz olan bu yağışlar, yüzeyinin sıkışması, sertleşmesi ve asfaltlanması nedeniyle toprak altına süzülememekte, kestirme yoldan Gediz'e oradan da denize akmaktadır.

Türkiye'nin yıllık su potansiyeli DSİ verilerine göre 112 milyar m3'tür. Yıllık su tüketimimiz 1990'da 30,5 milyar m3 iken, bu rakam 2016 yılında 60,4 milyar m3'e yükselmiştir. Bu yıl su tüketimimizin 112 milyar m3 olacağı tahmin edilmektedir. Yani su potansiyelimizin tamamını bu yıl tüketeceğiz. 2023 yılından sonra suyumuz ihtiyacımızı karşılayamayacaktır. Bu hesaplamalar suyun tüm bölgelere eşit dağıldığı varsayılarak hesaplanmıştır. Aslında havzalar arasında farklılıklar vardır. Ülkemizde en az kullanılabilir su potansiyeli, Ege Bölgesindeki havzalara aittir. Gediz Havzasının su potansiyeli, yıllık 0,79 milyar m3'tür. Havzanın 2015 yılı nüfusu 1.588.561'dir. Kişi başı su potansiyeli yıllık 497,31 m3'tür. Falkenmark Göstergesine göre bu rakam 500,00 m3'ün altında olduğundan, 'Kesin Kıtlık' sınıflandırmasına girmektedir. 2020 yılı nüfusu 1.686.877 olduğuna göre su potansiyeli azalarak kişi başına 468,32 m3'e düşmüştür. Bu rakamlar geleceğimizin hiç de iyi olmadığını göstermektedir.

            Nüfus artışı ve OSB'lerdeki artış, su tüketimini artırmaktadır. 

Manisa OSB, Muradiye OSB, Celal Bayar Üniversitesi Muradiye Kampüsü ve Horozköy'deki Biyolojik Arıtma Tesisinden çıkan sular, tarımda kullanılmadan ve yeraltına süzülmesi sağlanmadan Gediz'e akıtıldığından, yeraltı su rezervimiz arıtılmış sular ile de beslenememektedir. Yeterince beslenemediği için her geçen gün düşen yer altı su seviyesi, 292 metre derinliğe kadar inmiştir.

            Manisa'nın kullandığı yeraltı sularının yanında İzmir'e de 45 adet derin kuyu pompası ile su verilmektedir.

Hesapsızca kullanılan ve yerine yenisi konulmayan yeraltı sularımızdan boşalan yerler, çöküntülere (obruklara), dolayısıyla büyük mal ve can kayıplarına neden olacaktır. Boşa akan suların yeraltına infiltre edilerek su rezervlerimizin zenginleştirilmesi ve tekrar kullanılması mümkündür. Boşa harcanan su miktarını uzmanlar günlük en az 105 bin ton olarak hesaplamaktadırlar. Hazırlanacak projelerle bu su tarımda da kullanılabilecek ve 400 bin dekar alan sulanabilecekti. Bölgemizdeki Gediz Nehri ve Nif Çayı maalesef ölmüştür ve zararlı atıkları taşımaktadırlar. Bunlara Alaşehir Çayı ile Akhisar'daki Başlamış Çayı  ve Gördük Deresini  de eklememiz gerekmektedir. Gölmarmara, yeterli su bulunamadığından kurumuştur. Bugünün idarecileri bu durumdan sorumlu olacak, ancak çözüm için zaman geçecektir. Çünkü su yönetiminde kriz değil risk yönetimi vardır ve su bitince kriz yönetimi de olmayacaktır.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

Diğer bir sorun tarım topraklarımızın sanayiye açılması ve OSB'lerin çevre kirliliğine neden olmalarıdır. 1944 yılında kurulan, üzerine milyarlarca liralık yatırım yapılan, Ülkemizin en büyük fidanlıklarından olan 1009 dönüm büyüklüğündeki Muradiye Orman Fidanlığı, çevresindeki özel kişilere ait taşınmazlarla Manisa Organize Sanayi Bölgesi 7. Kısım İlave Alanı olarak belirlenmiş ve fidanlık harca esas olan 5.317.430,00 TL bedelle tapuda OSB'ye devredilmiştir. Mevzuata uygun olan bu bedel, gerçekte çok düşüktür. Büyük Ova Koruma Kapsamında olan fidanlık, birinci sınıf tarım arazidir. 2021 yılında 140.000 hektar ormanımızın yandığı göz önüne alınacak olursa, fidanlığın ne kadar önem taşıdığı anlaşılacaktır.

            Fidanlığın, Manisa OSB'ye devrine karşı açtığımız iki dava da lehimize sonuçlanmıştır.

Tarım alanları üzerinde sanayi kurulmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. 

Ancak Manisa'da yeni sanayi bölgeleri kurulmaya devam edilmekte ve tarım topraklarımız hızla yok olmaktadır. Bunun bir örneği de Sancaklıbozköy'de kurulmak istenen OSB'dir. Sancaklıbozköy ve çevresi kuzey yarım kürede, her yıl kirazın ilk üretildiği yerdir. Burada Kiraz Borsası kurulmakta, üretilen kirazın büyük kısmı ihraç edilmekte ve festival düzenlenmektedi. Sancaklıbozköy'de OSB olarak planlanan yerin yakınlarında, kuş uçusu 50 kilometrelik hat boyunda  Turgutlu, Bağyurdu, Kemalpaşa, Manisa, Muradiye, Menemen ve Atatürk (Çiğli) OSB'leri bulunmaktadır. Ayrıca Sancaklıbozköy, Manisa ve Muradiye OSB'leri yanında TOKİ konutları yer almakta ve yenileri yapılmaktadır.  Buralarda küçük sanayi siteleri de bulunmaktadır. Bu durumda yaratılacak kirlilik çok daha vahim noktalara ulaşacaktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Manisa, hava kirliliği bakımından alarm veren iller arasındadır. Esasen Ülkemizde tarım can çekişmekte ve en verimli topraklarımız hızla azalmaktadır. Kahraman maraş merkezli ve 11 ilimizi de etkileyen deprem Önümüzdeki yıllarda beslenme sorunu yaşamamamız ve halkımızın sağlıklı beslenmesi için tarım topraklarımızın korunmasında yönetim ve toplum olarak daha fazla duyarlılık göstermemiz gerekmektedir.

Günümüzde Avrupa'da, özellikle İskandinavya ülkeleri ve Britanya'da, örnek alınacak bir anlayışla hiçbir tarım alanına yapılaşma izni verilmemekte, böylelikle ekilecek alanların daralması önlenmektedir.

2008 yılında Gebze'den ayrılıp, Kocaeli iline bağlı ilçe yapılan Dilovası'nda beş OSB, bir Sanayi Sitesi ve 193 sanayi kuruluşu bulunmakta, burada yirmi binden fazla işçi çalışmaktadır. Burada yaşayanların kansere yakalanma riski Türkiye ortalamasının üç katıdır. Annelerin vücudunda kadmiyum ve alüminyum gibi metaller bulunmaktadır. Dilovası'ndaki tehlike, Manisa'yı da beklemektedir.

İlimizde yeni OSB kurulması yerine, öncelikle mevcut OSB’lerin iyileştirilmesi sağlanmalıdır. Özellikle Manisa/Muradiye, Akhisar Zeytin İhtisas ve Turgutlu OSB'leri dikkatle izlenmelidir. Bunların arıtmaları yoktur. Atık sularını tarımsal amaçlı kullanılan sulama kanallarına bırakmakta, buradan zirai sulama yapılmakta, yetişen ürünler soframıza gelmektedir! Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkililerini göreve çağırıyoruz. Bu noktada, sanayileşmeye karşı olmadığımızı özellikle belirtmek istiyoruz. Ancak Manisa'da kurulan sanayinin yeterli olduğunu, daha fazlasını kaldıramayacağını, burasının birinci derece deprem bölgesi olduğunun dikkate alınmasını, yeni OSB'lerin Manisa'nın gelişmemiş ilçelerinde ve başka illerde kurulması gerektiğini düşünüyoruz. 

Derneğimiz kültür ve tabiat varlıklarının korunması için çalışmalarını sürdürmekte, gerekirse dava açmaktadır. Geçen yıl Derneğimiz tarafından yedi dava açılmıştır. Ayrıca tohum dağıtılmış ve Çaybaşı Deresi yapılan bir etkinlikle çevre gönüllülerince kısmen de olsa temizlenmiştir. Dernek olarak, çevresinde kültür varlıkları olan Çaybaşı Deresinin tamamen temizlenmesini, içerisindeki asırlık çınar ağaçlarının korunmasını, yaşatılmasını ve çoğaltılmasını, ilerideki yıllarda derenin kapatılan Kırmızı Köprü'den aşağıdaki kısmının açılmasını ve burasının Manisalılara kazandırılmasını istiyor, bu konudu Manisa Büyükşehir Belediyesi ve MASKİ'yi göreve davet ediyoruz.

Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişim hakkı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu  tarafından 28/07/2022 tarihinde evrensel insan hakkı olarak kabul ve ilan edilmiştir.

Ülkemizin de imzaladığı Yeşil Mutabakat Zaptı, 2023 başından itibaren hayata geçirildiğinden, buna uyulmadığı takdirde Ülkemizdeki pek çok sanayi firması zarar görecek, hatta iflasa sürüklenecektir. Geleceğimizi tehlikeye atmamak için Manisalıları ve tüm halkımızı duyarlı olmaya ve bize destek vermeye davet ediyorum. 14/03/2023

Ali Suat ERTOSUN 

Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği

Son Güncelleme: 15.03.2023 16:13
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner176