Yavaş, kararın adil olmadığını ve hukuki süreçte geri döneceğine inandığını belirtti.
Yavaş, daha önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve “konser soruşturması” olarak bilinen dosyada adının geçmediğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturmada adımın dahi yer almadığı bir iddianame için İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep edilmişti. Bu talep üzerine Bakanlık belediyemize müfettiş görevlendirmiş, ben de yazılı ifademi sunmuştum. Buna rağmen Bakanlık, daha önce ifade dahi almaya gerek görmediği konuda bu kez benim ve Özel Kalem Müdürüm hakkında ‘soruşturma izni’ kararı vermiştir.”
Yavaş, aynı nitelikteki başvurularda geçmiş dönemlerde belediye başkanlarının sorumlu tutulmadığını hatırlatarak kararın çelişkili olduğuna dikkat çekti:
“Geçmiş döneme ilişkin onlarca şikâyette, birimlerin yaptıkları işlerden belediye başkanının sorumlu tutulamayacağı yönünde kararlar verilmişken bugün tam tersi bir uygulamaya gidilmesi açık bir çifte standarttır. Herkese ayrı ayrı işleyen bu adalet anlayışının kabul edilmesi mümkün değildir.”
Yavaş, hukuki sürece güven duyduklarını vurgulayarak açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz, adaletin er ya da geç tecelli edeceğine ve bu kararın yargıdan döneceğine inanıyoruz. Unutulmasın; hukuk bir gün herkese lazım olacaktır. Ayrıca yasal hakkımızı kullanarak en kısa sürede Danıştay’a itiraz edeceğiz.”
Soruşturma sürecine ilişkin gelişmelerin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.