Kurum, 20’den fazla uzay aracından toplanan verileri birleştirerek gizemli cismin “uzaylı teknolojisi” olduğuna dair hiçbir bulguya rastlanmadığını, tamamen doğal bir kuyruklu yıldız olduğunu resmen açıkladı. Böylece 3I/ATLAS, ʻOumuamua ve 2I/Borisovun ardından Güneş Sistemimizi ziyaret eden üçüncü yıldızlararası nesne olarak kayıtlara geçti.
Dünya İçin Risk Yok
NASA, kuyruklu yıldızın Dünya’ya hiçbir tehdidi bulunmadığını vurguladı. Hesaplamalara göre 3I/ATLAS, gezegenimize yaklaşık 269 milyon kilometre (1,8 AU) uzaklıktan geçecek ve Güneş Sisteminden güvenli şekilde ayrılacak.
NASA Yardımcı Yöneticisi Amit Kshatriya, nesnenin davranışlarının bilinen kuyruklu yıldızlarla tamamen uyumlu olduğunu belirterek,
“Bu nesne bir kuyruklu yıldız… görünüşü ve davranışları da bir kuyruklu yıldız gibi,” dedi.
Bilim Direktörü Nicky Fox ise hiçbir veride yapay tasarım ya da teknolojik iz bulunmadığının altını çizerek, 3I/ATLAS’ın tamamen doğal kaynaklı bir obje olduğunu vurguladı.
Egzotik Kimyasal İzler Bilim Dünyasını Heyecanlandırdı
3I/ATLAS’ın bilim insanlarını en çok heyecanlandıran yönü, taşıdığı sıra dışı kimyasal işaretler oldu. Hubble ve James Webb Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemler, kuyruklu yıldızın komasında olağanüstü yüksek karbondioksit ve nikel buharı tespit etti. Bu element seviyeleri, Güneş Sistemi’ndeki hiçbir kuyruklu yıldızda daha önce gözlemlenmedi.
Araştırmacılara göre bu veriler, 3I/ATLAS’ın çok uzak ve yaşlı bir yıldız sisteminde oluştuğuna işaret ediyor ve başka bir yıldızın doğrudan “ham malzemesini” incelemek için benzersiz bir fırsat sunuyor.
NASA’dan Tom Statler, keşfin bilimsel önemini şu sözlerle özetledi:
“3I/ATLAS, Güneş doğmadan önce başka bir yıldızın çevresinde neler olduğunu gösteren kanıtlar taşıyor. Bunu düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor.”
Nadir Bir Kozmik Ziyaret
Uzmanlar, yıldızlararası nesnelerin bu kadar yakından incelenme fırsatının son derece sınırlı olduğuna dikkat çekiyor. 3I/ATLAS’ın Güneş Sistemi'nden geçişi, bilim dünyasına hem yıldız evrimini hem de gezegen oluşum süreçlerini yeniden değerlendirebileceği eşsiz bir pencere açmış durumda.
NASA, önümüzdeki aylarda teleskop gözlemlerini sürdürecek ve kuyruklu yıldızın kimyasal yapısına ilişkin yeni verileri kamuoyuyla paylaşacak.