OMZUNDAKİ MELEK

Ve bazen insan, kurtuluşunu küçük bir fısıltıda, küçük bir notta, küçük bir bakışta, küçük bir selamda bulur.

OMZUNDAKİ MELEK
Derler ki her canlının dalında, yaprağında kulağına fısıldayan, onu koruyup kollayan bir melek vardır.
Belki de insan bu yüzden toprağa benzer…
Her kırıldığı yerden yeniden filiz verebilsin diye..

Yeter ki içindeki o sesi duyabilsin.
Ama hayat gürültülüdür.
Kimi zaman o ses, kalabalıkların arasında boğulur.
Kimi zaman içimizdeki eleştirmenin, yargıcın, kötü ve kınayıcı yönümüzün sesine karışır.
“Sen beceremedin!”
“Senin suçun!”

“Senin yüzünden!”
“Artık hiçbir şey düzelmez!”
Oysa insanın içinde bir başka ses daha vardır.
Yumuşak, sabırlı, anlayan bir ses.
Kimileri ona “özşefkat” der,
Kimileri rahmetin yankısı…
Ben ise ona sadece “omzundaki melek” diyorum.
Çünkü o melek, senin sesinden ödünç alır nefesini.
Haydi bakalım sevgili okuyucu, kendinle nasıl konuştuğuna dikkat et.
Kendini azarladığında kanadını kırarsın, kendini yerdiğinde umutlarını…
Kendine merhametle yaklaştığında ise yeniden kanatlanırsın.
Ve omuzundaki melek kulağına fısıldar,
“Haydi hocam kalk ayağa, yeniden başlayabilirsin!


Bazen o ses, bir annenin duasında yankılanır.

Bazen eşin kayıtsız şartsız desteğinde,
Bazen bir dostun içten selamlamasında,

Bazen bir arkadaşın samimi cümlelerinde,
Bazen bir gözün kelimesiz, sessiz sedasız dümdüz bakışında.
Ama çoğu zaman o ses en derinden gelir, bilir misin?
Kalbinin kıyısından, unutulmuş bir inanç noktasından…
İçinde bir “kalk ve yürü!” sesi vardır insanın.
Bir ses ki düştüğün yerde bile seni ayağa kaldırmak ister.
Bir ses ki “kendine dön” derken, aslında seni sana çağırır.
Ve o ses sustuğunda, dünya karanlıklaşır.
Ama unutma!
O melek her zaman oradadır.
Sadece sessizleşir bazen,susar ve bir kenara çekilir.

Senin “haydi gel!” deyişini bekler.
O melek bazen senin çocukluğundaki halindir,
Yalın, saf, umutla dolu…
Bazen secdede gözyaşına değen rahmettir.
Bazen de sadece sessizliktir ama dipdiri bir sessizlik.
Haydi, kendine bir iyilik et bugün.
Bir anlığına hayatın, çevrenin ve zihnindeki sivrisineklerin sesini kıs.
Sadece kalbini aç.
Çünkü melekler sessizliği sever.
Ve bazen insan, kurtuluşunu küçük bir fısıltıda, küçük bir notta, küçük bir bakışta, küçük bir selamda bulur.

Vesselam!..