“TERK EDİLME” KORKUSU!

Ayrılığı gündeme getirmek, çoğu zaman ilişkinin sonunu istemekten değil, karşı tarafın sevgisini ve bağlılığını test etme arzusundan doğar.

(Terapi Notları)

Çiftler arasında farklı düşünmek, farklı hissetmek ve zaman zaman da tartışmak kaçınılmazdır.

Evet insanız biz, son teknoloji bir bilgisayar değiliz ki onda bile zaman zaman aksilikler olabiliyor.

Mesela şarjı bitiyor, biraz fazla yüklenince, birkaç program üst üste açınca donup kalabiliyor değil mi?

Çiftler arasında elbette ki tartışma kaçınılmazdır ama burada problem her tartışmada sözü bir şekilde ayrılığa getirmektir.

Partnerlerden biri her tartışmada sözü döndürür dolaştırır ve sonunda ayrılığa getirir.

Ama bunu neden yaptığını bilemez, söyleyemez…

Burada bireyin ilişki içinde kendini yeterince güvende hissetmediğini ve tartışmalar sırasında duygusal alarm sisteminin hızla devreye girdiğini görürüz.

Ayrılığı gündeme getirmek, çoğu zaman ilişkinin sonunu istemekten değil, karşı tarafın sevgisini ve bağlılığını test etme arzusundan doğar.

Evet, ben de sözü döndürüp dolaştırıp bu konuda bağlanma problemlerine getirteceğim.

Kişinin çocukluğunda yaşadığı bağlanma örüntüleri önemlidir.

Güvenli, Kaygılı ve Kaçıngan bağlanma örüntüleri…

Hocam ne demek bunlar?

Bunlar kişinin çocukluğunda bakım verenleriyle kurduğu ilişkilerinden, tavır ve davranışlarından edindiği, kendisini ve çevresini nasıl algıladığını, seçimlerini, kararlarını, karşılaştığı problemlerle baş etme becerilerini, romantik ve yakın ilişkilerini belirleyen algıları, tavır ve davranışlarıdır.

Hayata bakış tarzlarıdır bir nevi…
Biz psikologlar, kişinin yaşadığı güvensiz bağlanma örüntülerinde (yani kaygılı ve kaçıngan bağlanmalarda), kişilerin tehdit algısına karşı aşırı duyarlı olduklarını ve ilişkide kalabilmek için kriz yaratmaya eğilimli olduklarını biliyoruz.

Sevgili okurlar dikkat edin, tartışmalar sırasında yaptığınız “bırakıp gideceğim” temalı çıkışlar, aslında terk edilme korkusunun yüksek sesle ifadesidir.

Belki de çocukken yaşadığınız terk edilme korkusunun yıllar sonra birden ortaya çıkan izdüşümüdür. Ne dersiniz?

Haydi, şimdi sessiz ve sakin bir yere geçin, gözlerinizi kapatın. Kendinizi rahat hissedin, iyice gevşeyin.

Üç beş sefer derin derin nefes alıp verin.

Olabildiğince rahatlayın ve eskiyi, çok eskiyi hatırlamaya çalışın…

Bakın bakalım bugün yaşadığınız bu terkedilme duygusunu hayatınızda ilk ne zaman hissettiniz?

Bizler çoğu zaman terk edilmekten korktuğumuz için terk etme tehdidinde bulunuruz.

Evet, bunun farkına varın ve ilişkinizi kurtarın.

Zira bu farkındalık, bireyin bağ kurma biçimini anlamlandırması ve ilişkide daha sağlıklı iletişim yolları geliştirmesi için bir kapı aralar.

Hemen ayrılığı konuşmayın.

Bunun yerine o an yaşadığınız duyguyu, ne hissettiğinizi konuşun.

İçinizden geçenleri, duygularınızı, hissettiklerinizi paylaşın partnerinizle…

Yapmacıksız, saklamadan, değiştirmeden olduğu gibi, temiz ve duru bir şekilde…

Sen dili gibi suçlayıcı bir dille değil, ben dili gibi daha samimi, yumuşak ve anlaşmacı bir dil ile…

Eğer bunu başarabilirseniz gerçek yakınlığın başlangıcını yapabilirsiniz.

12 Haziran 2025

Dr. Mahmut AÇIK