İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan Egemenlik Binası’nda gazetecilerin de katılımıyla kent gündemindeki konulara ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıda, kent ile ilgili çeşitli konularda önemli tespitlerde bulunan Başkan Tugay, “Yaşadığımız sorunlu dönem, sonrasında bana şunu kesin olarak gösterdi ki halkımız şeffaf bir yönetim talep ediyor. Kamunun şeffaflığına hiç olmadığımız kadar ihtiyaç var. O nedenle bilgilendirmelerimizi eksiksiz yapmamız ve kararları halk ile birlikte almamız gerekiyor. Bunu bir kez daha anladık.” diye konuştu.
Cemil Tugay: Biz işçilerimiz ile aynı taraftayız
Basın toplantısına kentin gündeminde epey yankı TİS sürecine değinerek başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bu süreçte belediyenin de içinde olduğu durumu halkımızla paylaşmaya çalıştık. Planlı olmayan bir süreç içerisinde sahadaki problemleri düzeltmek adına gösterdiğimiz çaba, biraz aslında bizi de sınırların dışına çıkmaya itti. Başında şunu ifade etmek isterim. Sendika ve işçilerimiz ile aynı taraftayız.
Sendika da kendi görevini yapmaya çalıştı ve çalışanlarının haklarını kendi gördükleri pencereden savunmaya çalıştılar. Ben çalışanlarımızın haklarını onlarından elinden almak için yola çıkmış bir belediye başkanı değilim. Onların emeklerine çok büyük bir saygım var. Sendikalar açısından da bizler Sosyal Demokrat insanlarız, emek harcayan insanların hayatlarını belli güvenceler altında çalışmalarını gerektiğini elbette savunuyoruz. Dolayısıyla bir sendika düşmanlığını yapılmasını ret ediyorum. Diğer taraftan hepimizin yüzleşmesi gereken bazı sorunlar ve gerçekler var.
2019 yılında Aziz Kocaoğlu belediyeyi bıraktığı zaman İzBB’nin 26.500 civarında çalışanı vardı. Ben devraldığımda 37.700 çalışan var. Şunun anlaşılması gerekiyor bazı pozisyonlar personel eksikliği ile çalışamaz, hizmet üretemez. Otobüs şoförü azalınca, şoför almak zorundasınız başka türlü hizmet yapılamaz. Bu alanlarda tabii ki istihdam yaptık. Şu an biz bu rakamı 34.200’e düşürdük. 28 bini işçi, 6 bini ise memur.” dedi.
İzBB’nin bütçesi açıklandı
Belediye bütçesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Başkan Tugay, “Göreve geldiğimden beri tasarruf konusuna yoğun bir çaba gösteriyorum. Gereksiz harcamalarla ilgili uzun zamandır çok sıkı tedbirler alıyoruz. Özellikle Ocak başından itibaren temel hizmetleri ve sosyal yardımları kısmayarak tasarruf ediyoruz. Bizim Temmuz ayında Hazine’den gelen gelirimiz 3 milyar 800 milyon olarak bir rakamdı, bunun dışında bazı gelirlerimiz var ama en temeli budur. Temmuz ayında maaşlar açısından 3,5 milyarlık kısmı işçilere ve şirket borçlarına ayrıldı. 850 milyon ise memurlara ve kadrolu işçilere verilecek. Bütçe en çıplak haliyle budur. Böylesine bir bütçede sürdürülemez bir şey ne yazık ki, bunu herkesin anlaması gerekiyor. “ ifadelerini kullandı.
"1030 civarında çalışan ile yollarımızı ayırdık"
İzBB’deki sendikaların genel durumu ve talepleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan ve işçi çıkarma meselesiyle ilgili önemli mesajlar veren Başkan Tugay, “Bizim iki tane sendikamız var biri Genel İş, biri Belediye İş. Bizim Genel İş ile anlaşamam nedenimiz talep edilen ücretin düşük olması değil, geçen yıllarda imzalanan ve o dönemin başkanının imzaladığı sözleşme oldu. Biz altı aydır bu sürecin böyle bir noktaya gelmemesi için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Her şeyden önce Genel İş Sendikası’na böyle bir rakamın altına imza atamayacağımızı anladık. Onlar ısrarla aynı noktada kaldılar. Bu noktada Belediye İş sendikasının yöneticileriyle görüşerek, ‘size vaat edilmiş artışlar, belediye bütçesini zorluyor ve diğer sendikayla bizi anlaşmaz noktalara getiriyor. O nedenle siz bu durumu anlamakla ve gereğini yapmakla yükümlüsünüz’ dedik.
Ne yazık ki olumlu bir cevap alamadık ve hukuk yoluyla hakkımızı aradık, hala dava devam ediyor. Bizden önce imzalanmış olan sözleşmenin günün şartlarına uygun olmadığını belirttik, hala sonuçlanmadı. Bu tür süreçlerde mahkemeler işveren ile sendika arasında yapılmış TİS’e müdahil olmuyorlar bu nedenle istediğimiz sonucu alacağımızı düşünmüyorum. Eğer bu tür önlemleri almazsak bütçeyi sürdürmemiz mümkün değil. Maalesef şu ana kadar herhangi bir olumlu geri dönüş olmadı. İlgili iş yasasından aldığımız mevzuat hakkıyla yasal hakkımızı kullandık ve 1030 civarında çalışan ile yollarımızı ayırdık, resmi prosedür gerçekleşti.
Eğer belediye iş sendikası belediyeyi ve halkı düşünmeden içinde kendi ekmeklerini kazandıkları kurumu düşünmeden bu anlayışsız noktada olurlarsa bundan sonra işten çıkarılacak arkadaşlarımızın sorumlusu direkt bu sendikadır. Sendika belli çalışanlarının yüksek ücret almasını sağlamak için bir grup çalışanını feda ediyor. Belediye İş ile çalışan arkadaşlarımızın en düşük maaşı şu anda 80 bin lira civarında, Eylül ayı itibaren 130 bin gibi rakamlara çıkacak. Bizim bunu kurum olarak kaldırabilmemiz mümkün değil. Ben ve belediyeden sorumlu tüm arkadaşlarımız büyük üzüntüler yaşayarak bu süreci yaşıyoruz. Ancak sendika sorumluluğu almak zorunda. Beni dün Belediye İş Sendikası’nın başkanı önce bankamatikleri çıkarsın demiş. Benim bildiğim bankamatik yok, onun bildiği varsa bana iletsin hemen çıkaralım böyle anlamsız çıkışlar olamaz, böyle sorumluluklarından kaçamazlar. Diğer işçi arkadaşlarımızı mağdur edemezler. Bu yaşananlar seçimden 5 gün önce yapılmış bir sorumsuzluğun ürünüdür. Birileri işini kaybederse bu sorumsuz imzanın ve o imzanın sahiplerinin eseridir bu durum.” dedi.
“Hiçbir bilgi halkımızdan saklanmayacak”
Öte yandan, İzmir halkına namus veren ve işe alma süreçlerinde kritik adımlar atacaklarının altını çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Tam bu noktada, halkımızın haklı bir itirazı oldu, ihtiyaç olmadığı halde belediyeye personel alınmasının ve kayırılmasını kabul etmediklerini ilettiler. Bana on binlerce vatandaşımızdan bu yönde cümleler ve sözler geldi. Bayram tatili boyunca bir taraftan Ferdi Zeyrek’in acısını yaşarken, kafamda hep bu soru vardı. Ben bu konuyla ilgili bazı kararlar aldım. Bundan sonra İzBB’ye hiçbir personel herhangi bir partiye üye olduğu için, akrabası olduğu için, referansı olduğu için alınmayacak bu benim İzmir halkına namus sözümdür.
Belediyeye alanında en başarılı olacağımız insanları alacağız. Bu süreci arka planda denetleyecek bir halk komitesi de kuracağım. Kamuda deneyimi olan bir havuz oluşturacağız. Halkımız oraya gönüllü olarak başvuracak ve kura ile seçeceğimiz bir kurul izBB’nin vermiş olduğu istihdam kararlarını denetleyip, raporunu bana sunacak. Bundan sonra böyle bir dönemi başlatacağız ve bu sistemin Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum, biz bu işlerin içinden başka türlü çıkamayacağız. Bütçemizdeki bütün detaylar halkımız ile paylaşılacak, hiçbir bilgi halkımızdan saklanmayacak.
Sendikalar sesleniyorum; Lütfen adil olun, bugün Tunceli Belediyesi’nden işten atılan işçilere sahip çıkılmıyor. O işçiler gibi haksızlığa uğramış binlerce insan var, sendika onlarla ilgili konuşmalı asgari ücretin bu kadar kötü olduğu bir ortamda sendika üzerine düşeni yapmalı ve sendika yöneticileri yakınlarını belediyeye sokmaya çalışmamalıdır. İzBB’de çalışan sendika yönetici yakınlarının tamamına yakınını işinden çıkaracağız. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapacağız.” diye konuştu.
“Elle tutulur hiçbir şey yok”
CHP’nin olayla 38. Kurultayı ile ilgili oluşturulan iddianamede adının geçtiği belirten ve elle tutulur hiçbir şey olmadığını vurgulayan Tugay, “CHP kurultayı ile ilgili davada benim adım geçti. 40 sayfalık bir iddianamede sadece küçük bir kısımda adım geçiyor. İzmir’de kurultay delegesi olarak seçilen bir kişi benim adımı geçiriyor. ‘Bir şey yaptığını duydum’ şeklinde bir açıklamada bulunuyor. Yani görmedi, bir kanıtı yok, aslında iddianamenin tamamında böyle varsayımlar mevcuttur. Elle tutulur hiçbir şey yok.
Biz o kişiyle ilgili iftira davası açtık, o dava ile ilgili bir cümlelik bir savunması var orada da ‘ben bunu duydum’ diyor. İzmir halkı merak etmesin, ben ne yaptıysam tertemiz bir çabayla bugünlere geldim. Bu saatten sonrada bunu yapmaya niyetim yok. CHP kurultayının da temiz olduğuna eminim. Halkımız parti yönetiminde değişim istedi, bizde üzerimize düşeni yaptık. O günden bugüne yaşananlar herkesin gözü önündedir. Eğilip bükülmeye niyetimiz yok ancak halkımızın desteğine ihtiyacımız.” dedi.
“Şu anda arkadaşlarımız verimlilik açısından bazı incelemelerde bulunuyorlar”
Son olarak, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ve İzmir halkına karşı büyük bir sorumluluklarının olduğunu aktaran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, toplantıyı şu ifadeleri kullanarak noktaladı: “Bizim toplam 1200’e yakın bir istihdamımız var. Belediyede büro çalışanı çok ancak saha çalışanı az ve yetersiz. Biz bunları takviye etmek zorunda kaldık. CHP sendikalar haklara, işçilere çok duyarlıdır. Buralarda partinin yanlış yorumlanmasını kesinlikle istemiyorum. Ancak bu süreçte bu rakamlarla belediyeye haksızlık yapıldığını onlar da baştan gördüler. Bu nedenle üzerimizde hiçbir baskı kurulmadı. Şunu bilmenizi isterim CHP’li belediye başkanlarının üçte biri beni aradı. Genel İş ve Belediye İş’e verdiğimiz rakamlar en yakın belediyelerden yüzde 40 daha fazladır. Bu maaşları hiçbir çalışanımıza fazla görmüyoruz, ancak bütçedeki orana baktığımızda biz bunu sürdüremez görüyoruz.
Gönül ister ki insanlar aldıkları ücretle geçinebilsinler. Ancak Türkiye’nin gerçeği bu değil, Türkiye şu an ağır bir ekonomik kriz altında. Maalesef ülkenin bu kötü ekonomik tablosunda İzBB’nin bütçesi altüst olsun diyemiyoruz. Bu durumu kendi açılarından fırsata çevirmeye çalışan bazı partiler var. Ben bunları sorumsuz olarak nitelendiriyorum. Verdiğimiz rakamların düşük olduğunu iddia edenler varsa, diğer belediyelerde ödenen rakamlarla bize gelsinler ve bu fedakarlığı neden sadece İzmir yapıyor bu konuyu birisi açıklasın, bu siyasi fırsatçılara çok tepkiliyim. Biz kimseyi işten çıkaralım diye yola çıkmadık ama özellikle sorumlu sendikanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle bazı müdahaleleri yaparken, bazı alanlara öncelik vereceğiz. Şu anda arkadaşlarımız verimlilik açısından bazı incelemelerde bulunuyorlar.
En başta birilerinin yakını diye işe alınmış kişileri değerlendireceğiz. Kademe kademe olması gereken noktalara geleceğiz. Çalışan sayısının 30’bini aşmaması gerektiğini düşünüyoruz. Belediye özel sektörden daha fazla çalışılması gerekilen bir kurumdur. İşe devam primini TİS’ten çıkardık. Ancak maalesef Tunç Soyer döneminde imzalanan TİS’te işe devam primi hala devam ediyor. Önümüzdeki Ocak ayından itibaren süreç yeniden başlayacak, bu maddeyi tabii ki oradan kaldıracağız. TİS süreci boyunca ilgili MYK’lar ile yakın ilgilerini gördüm. Bu talimatı onlara genel başkanımız verdi. Bu süreç dışında çözüme katkı veren kimse yok. Bir genel merkez müdahalesi olmadı. Gökan Zeybek ve Gamze Taşçıer’in çabaları söz konusu onun dışında bir çözüm ekibi yoktu. Destek veren milletvekillerimiz oldu, dün destek veren vekillerimizle oturduk. İzmir’de 4,5 milyon insan yaşıyor hepsine karşı sorumluluğumuz var. Menderes ile ilgili bizim değerlendiremiz, halkın hassayietlerini dikkate almak üzerine kurulu. Bu ÇED süreci bu hassasiyeti dikkate almak için sürdürülen bir süreç. Hukuki olarak bu süreç ilerlemesi gerektiği gibi ilerliyor. Sonucun nasıl olmasını bu ÇED süreci belirleyecek.”