Erbakan’ın Paltosu’ndan Yönetilen Ülke / Ömer Şahin Yazdı

İki hafta üst üste Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi kongrelerini izleyince aklıma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o meşhur “Neredennn nereyee !“ sözü geldi.

Dr. Mehmet Çerçi
07 Kasım 2022 Pazartesi 12:51
Erbakan’ın Paltosu’ndan Yönetilen Ülke / Ömer Şahin Yazdı
Dr. Mehmet Çerçi

İki hafta üst üste Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi kongrelerini izleyince aklıma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o meşhur “Neredennn nereyee !“ sözü geldi.

Bu hayıflanmanın sebebi “kimlerin kimlerle olduğu “ değil bir hareketin nereden nereye geldiğiydi.

Kabul edelim ya da etmeyelim….

Şurası bir gerçek: Türkiye’nin çok partili siyasi hayatına damga vurdu “Milli Görüş Hareketi”.

Üstelik sadece siyaset ile sınırlandırılacak bir hareket olarak da değil…

Dünyanın farklı yerlerinde de “tehlikeli” görülen akım ya da şahısların bir süre sonra devletin zirvesine geldiği gördük ancak Milli Görüş’ün siyasi başarısı örneklerinden daha kalıcı ve etkili oldu.

Necmettin Erbakan Hoca ile özdeşleşen hareketin serencamını kısaca hatırlayalım:

“Milli Görüş” rahmetli Necmettin Erbakan ve arkadaşlarının 1969 yılında başlattığı hareketin adıydı.  Eğitimli, dindar “Anadolu çocukları” olarak yola çıkan bir avuç insandılar en başta.

İlk partileri Milli Nizam Partisi idi, kapatıldı.

Sonra Milli Selamet Partisi’ni kurdular. 1974’de iktidar ortağı oldu, 12 Eylül darbesiyle o da kapatıldı.

12 Eylül’e kadar hareket içinde ayrı düşmeler, çekişmeler olsa da kopuşlar başka siyasi partilere dönüşmedi.

12 Eylül’den sonra  siyasi yasaklı olsa da Refah Partisi’ni kurdurdu Erbakan.

Seçim barajı Erbakan ve zihniyeti Meclis’e giremesin diye yüzde 10 yapılmıştı.

Onu da aşması uzun sürmedi.

1994’de yerel yönetimlerde 1995’te ise genel seçimlerde büyük başarı elde etti ve yeniden hükümet ortağı oldu.

“Erbakan Başbakan” hayali gerçek olmuştu. 28 Şubat post-modern darbesi  ile istifaya mecbur kalana kadar.

Asıl kopuşlar aslında bu tarihten sonra başladı.

Erbakan Hoca’ya siyasi yasak geldi. Hareket içinde “gelenekçiler-yenilikçiler” mücadelesi başladı.

Gelenekçiler, Hoca’nın işaret ettiği Saadet’e gitti. “Milli Görüş Gömleğini” çıkaran yenilikçiler AK Parti’yi kurdu.

Bir süre sonra Saadet Partisi’nden de kopuş oldu. Bu sefer Numan Kurtulmuş ve arkadaşlar HAS Parti’yi kurdu.

AK Parti’nin başlangıçtaki önemli isimlerinden Abdullatif Şener’de Erdoğan’dan koptu, istifa etti ve Türkiye Partisi adıyla kurduğu partinin genel başkanı oldu.

Numan Kurtulmuş daha sonra AK Parti’ye katıldı. Abdullatif Şener CHP’ne geçti. Kurtulmuş’a en yakın isim olan Mehmet Bekaroğlu da CHP milletvekili seçildi.

“İman varsa imkan vardır” diyen Erbakan Hoca yılmıyordu. Siyasi yasaklı olsa da mücadelesini sürdürdü. Öyle ki Saadet Partisi kapatılsa yerine kuracağı partilerin isimlerini dahi hazırda tutuyordu.

Ölene kadar ‘dava’ sının takipçisi oldu. Rahmetli olunca Saadet Partisi içerisinde “taht kavgası” başladı.  Kendisini hareketin doğal mirasçısı gören oğlu Fatih Erbakan Saadet Partisi’ni devralamayacağını görünce Yeniden Refah Partisi’ni kurdu. Adeta babasının partisini klonladı.

3 CUMHURBAŞKANI, 7 TBMM BAŞKANI, 6 BAŞBAKAN

Ünlü Rus Yazar Dostoyevski bir başka ünlü hikayeci Gogol’un kitabına gönderme yaparak “Hepimiz Gogol’un Paltosundan çıktık” demişti.

Son 40 yıla hükmeden siyasiler de neredeyse “Erbakan’ın Paltosu’ndan” çıktı.

Devletin zirvesindeki isimlere bakarsak ne dediğimiz daha net anlaşılıyor.

Devletin mührü epey zamandır Erbakan’ın rahle-i tedrisinden geçmiş isimler ve kurduğu partilerin elinde.  Hareket, siyasetin tarlası oldu adeta. Eskiden “takunyacı, mürteci “diye yaftalanan oradan yetişmiş isimler yerel, genel yönetimlerin başına geçti.  “İrticai eylemlerin odağı” olarak görülen parti de devleti yönetiyor. “İrtica” göstergesi sayılan başörtüsü kamuda bile serbest hale geldi. İmam-Hatipler pıtrak gibi her yerde çoğaldı. Hayal görülen Ayasofya bile açıldı. Velhasıl Milli Görüşçüler için çoğu olmaz denilen şey “hayaldi gerçek oldu”

ANAP’ın eski lideri merhum Turgut Özal, 1977 yılında MSP’nin İzmir adayıydı. Hatta seçim konuşmasını radyodan okuyan isimdi. 12 Eylül sonrası Başbakan Yardımcılığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptı Özal ile birlikte Refahyol ve AK Parti Hükümeti’nde görev yapmış isimlerden 3 Cumhurbaşkanı (Turgut Özal, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan), 7 TBMM Başkanı (Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Köksal Toptan, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, Binali Yıldırım, Mustafa Şentop) , 6 Başbakan (Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım)  çıkardı bu hareket. Bakan ve üst düzey bürokrat sayısını yazmaya sayfalar yetmez.

Bu tablo nereden bakılsa bir siyasi başarı hikayesi. Bunun mimarının da Erbakan Hoca olduğunu kabul etmeliyiz.

Bu yazının ilham kaynağı dün yapılan Yeniden Refah Partisi ve bir hafta önceki Saadet Partisi kongreleridir.

Hoca’nın siyasi mirasçısı iki Parti de kongre salonunu hatta dışarıdaki alanı doldurmuşlardı. İkisine gelen insanların ortak motivasyonu da “Mili Görüş”çü olmaları ve Erbakan Hoca’nın izinden gitmeleriydi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi iki blok mücadelesine sahne oluyor siyaset arenası. Mili Görüşçüleri her iki blokta da görmek mümkün.  Hareketin kurumsal partisi (Saadet) tercihini Millet İttifakı’ndan yana yapmış durumda ve orada oldukça itibarlı. SP lideri Temel Karamollaoğlu 6’lı masanın “ağabeyi” olarak gerek Kılıçdaroğlu gerekse diğer liderler açısından güven unsuru. Mili Görüş’ün “genetik” mirasçısı diyebileceğimiz Yeniden Refah Partisi ise şimdilik ortada duruyor. Herhangi bir blokta görünmeyen partiler arasında öne çıkmış durumda. İyi bir ivme yakaladığını kongre coşkusu ile gösterdi.

 BÖLÜNE BÖLÜNE BÜYÜDÜ

Milli Görüş Hareketi, 28 Şubat sürecinden sonra “bölüne bölüne” büyüdü. Bugün Hoca yok ama “talebeleri” her yerde. Erbakan Hoca yaşarken göremediği itibarın kat be kat fazlasına vefatından sonra kavuştu. İktidarı ile muhalefeti ile herkesin referans gösterdiği bir isim artık. “Milli Görüş gömleğini çıkardık” diyerek iktidara daha rahat ulaşacağına inanan AK Parti kadroları 20 yıl sonra o gömleği en iyi kendilerinin üzerinde durduğunun ispatı peşinde.

Tüm bunları hatırlayınca insanın “Erbakan’ın ki de ne Paltoymuş ama…” diyesi geliyor.

Önümüzdeki günler bakalım Milli Görüş Hareketi için ne getirecek? Bu kadar bölünmüşlüğe rağmen eski başarılarını sürdürebilecekler mi? Yaşayıp, göreceğiz…

07 Kasım 2022

Ömer Şahin

Son Güncelleme: 09.11.2022 00:17
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.