Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) verilerine göre, Ağustos ayında Türkiye’nin yarısından fazlası “çok şiddetli” veya “olağanüstü kuraklık” kategorisinde yer aldı. Eylül ayı verileri ise kuraklığın etkisinin sürdüğünü ortaya koydu. Özellikle İç Anadolu, Ege, Akdeniz, Batı ve Doğu Karadeniz ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tarımsal üretimde kayıplar dikkat çekiyor.
“Hatalı uygulamalar kuraklığı derinleştirdi”
Prof. Dr. Ulukan, kuraklığın yalnızca yağış azlığından ibaret olmadığını belirterek, “Meteorolojik kuraklıkla başlayan süreç, birçok bölgede tarımsal kuraklığa dönüştü. Hatalı tarım uygulamaları ve yer altı sularının aşırı kullanımı, hidrolojik kuraklığı derinleştirdi” dedi.
En çok etkilenen ürünler: Buğday, arpa, zeytin, ayçiçeği
Kuraklığın, tarla ve bahçe bitkilerinden sebze-meyveye, baklagil ve yem bitkilerinden ormanlık alanlara kadar geniş bir yelpazede etkili olduğunu belirten Ulukan, verim kayıplarının yüzde 4 ila 65 arasında değiştiğini kaydetti.
En fazla zarar gören ürünler arasında buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, pamuk, zeytin, şeker pancarı, domates, patates, soğan, limon, çilek, kiraz ve badem öne çıkıyor.
Uzmanlardan “akıllı tarım” ve “su yönetimi” önerisi
Kuraklıkla mücadelede su yönetiminin kritik rolüne dikkat çeken Ulukan, çiftçilerin damla sulama ve kapalı kanal sistemlerine geçmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, yağmur suyu hasadı, mikro su yönetimi, malçlama, minimum toprak işleme ve akıllı tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılmasının önemini vurguladı.
Ulukan, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin tercih edilmesi gerektiğini ancak mevcut sulama teknikleri, ürün deseni değişiklikleri ve sigorta sistemlerinin yetersiz olduğunu söyledi. Çiftçilerin kooperatifleşme ve periyodik eğitimlerle desteklenmesinin, tarımsal kuraklıkla mücadelede kritik rol oynayacağını ifade etti.





