Acılarını kalplerine gömüp hayatlarına devam etmeye çalıştıklarını belirten apartman yöneticisi Şuayip Demirel (51), "Çocuklarımızın doğum günlerini beraber kutlar, ramazan sofraları kurardık. Güzel bir dostluğumuz, komşuluğumuz vardı. O güzel günler geride kaldı" dedi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen iki büyük depremde Adana’da 12 bina yıkıldı. Bunlardan ilk depremde yıkılan Zeray Apartmanı’nın B blokunun enkazında 57 kişi öldü. Depremin ardından başlatılan soruşturmada gözaltına alınan müteahhit Ali Şevik ise 'Binadan alınan beton ve çelik numunelerinin, binanın yapıldığı yılda yürürlükte olan 1975 deprem yönetmeliği yükümlülüklerini karşılamadığı' gerekçesiyle 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan tutuklandı. Apartmanın A bloku ise ağır hasarlı olabileceği değerlendirilerek tahliye edildi. Bir süre sonra yetkililer tarafından incelenen A blokun 'az hasarlı' olduğu tespit edildi. Buna rağmen blokta oturanlar evlerine dönmedi. Uzun bir sürenin ardından evlerini terk edenler dönüş yapmaya karar verdi.
‘GÜZEL GÜNLER GERİDE KALDI’
A blokta oturanlar, yaşadıkları acıyı ve kaybettikleri komşularına olan özlemlerini ’ya anlattı.
Deprem anını unutmadığını söyleyen apartmanın yöneticisi Şuayip Demirel, aşağıya indiğinde B blokun enkazıyla karşılaştığını belirtti. Acılarını kalplerine gömüp hayatlarına devam etmeye çalıştıklarını belirten Demirel, “Tüm komşularım öldü. Dün beraber olduğumuz insanlar bir anda yok oldu. Çocuklarımızın doğum günlerini beraber kutlar, ramazan sofraları kurardık. Güzel bir dostluğumuz, komşuluğumuz vardı. O güzel günler geride kaldı. A blokun ayakta kalması hakkında herkes başka bir şey söylüyor. Az hasarlı olarak tespit edildi. Tadilatımızı yaptık, evimize döndük. Yetkililer, mühendisler hatta Japonlar bile inceledi. Herhangi bir sıkıntı tespit edilmedi. Tabii korkumuz ve acımız baki” dedi.
"BİZİMKİ SADECE 'GÜNAYDIN' KOMŞULUĞU DEĞİLDİ"
A blokta oturan Hatun Arıoğlu (52) da acılarının çok taze olduğunu belirterek, “20 yıldır burada oturuyorum. Çocuklarımız beraber büyüdü. Bizimki öyle sadece 'Günaydın' komşuluğu değildi. Gerçek bir aileydik. O gece ise kıyametimiz oldu. Karşı blokun yıkıldığına şahit olduk. İçimizde sadece 'Biz de öleceğiz' hissiyatı vardı. Acımız çok büyük. Aylardır unutamıyorum. Arkadaşlarımı düşünüyorum. Keşke yaşasalardı da çadırda kalsalardı. Gücüm olsaydı da onları enkazdan sağ salim çıkarabilseydim. 8 ay eve gelemedik. Bizim blokun yıkılmamasının nedenini çok araştırdık ama bir şey bulamadık” diye konuştu.
Ganime Akarsu (50) ise yıkılan blokta daha önce bir daire tadilatı nedeniyle kolon kesildiği söylentisi çıktığını söyledi. (DHA)
