1979 yılında Manisa’da dünyaya gelen Kürşad Mithat Özkan, 1980 öncesi yaşanan sağ-sol çatışmaları içinde sağ görüş cephesinde mücadele veren babası Hüseyin Özkan tarafından, kardeşiyle birlikte siyasetin dışında tutulmasından doğan enerjisini, borçlu olduğunu düşündüğü ülkesine akademik alanda ve özel sektörde hizmet ederek geçirir. Adana Anadolu Lisesi’nin ardından sınavlarda üstün başarı göstererek kazandığı Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Makina Mühendisliği bölümünden Yüksek Şeref Öğrencisi olarak Makina Mühendisi unvanı ile mezun olur, tam burslu olarak Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü İşletme Yüksek Lisansı programına başlar, değişim öğrencisi olarak Japonya’ya gider, başarılı akademik çalışmaları sonucunda Koç Üniversitesi’nden Werner von Siemens Mükemmeliyet Ödülü alarak okul birincisi olarak mezun olur ve iş hayatına atılır. Koç Holding’te tedarik zinciri ve lojistik alanında birçok yapısal dönüşüm projesinde, planlama ve uygulama aşamalarında çeşitli kademelerde görev alan Kürşad Mithat Özkan, askerlik görevini tamamladıktan sonra da Almanya’da Henkel AG firması Genel Merkezi’nde Orta ve Doğu Avrupa’da bulunan 23 ülkeden sorumlu Lojistik Satınalma Yöneticiliği görevini yürütür. Özkan, gençlik yıllarında kendisi için 10 yıllık planlar belirlemiştir; iyi bir akademik eğitim sonrasında 20-30 yaş aralığında özel sektörde, 30-40 yaş aralığında kendi işinde ve 40-50 yaş aralığında topluma faydalı işlerde çalışacaktır. Sıra kendi işinin başına geçmeye gelmiştir. Yurda dönerek özlemini duyduğu Manisa’da temelleri babası tarafından atılan MİM Mühendislik ve Danışmanlık firmasının başına geçer. Türkiye’nin uluslararası boyutta iş yapan köklü, yerli ve yabancı dev şirketlerine danışmanlık hizmeti vererek büyük başarılara imza atar. Sıra üçüncü 10 yıla, yani topluma faydalı işler yapmaya gelmiştir. Son dönemde İYİ Parti kurucuları arasında yer alan, yönetim kurulu üyeliği ve il sekreterliği görevlerinde bulunan babası Hüseyin Özkan ile bir aile toplantısında siyasi hayata atılma kararı alır. O dönemde yerel seçimler vardır ve Yunusemre Belediyesi için Millet İttifakının ortak adayı olması uygun görülür.
ÖZKAN’IN HİKÂYESİ BUNDAN SONRA BAŞLADI
2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı’nın ortak adayı olarak girdiği Yunusemre Belediye Başkanlığı seçimlerini, sonucuna ettiği tüm itirazları reddedilerek 7 oyla kaybeden İYİ Partili Kürşad Mithat Özkan, “Benzer bir hikâyeyi Ankara’da Mansur Yavaş Bey yaşadı, ama halk gerçeği gördü, bir sonraki seçimde hakkını teslim etti, bana da teslim etmek istiyorlar, birçok partiden genel başkanlık düzeyinde adaylık teklifi alıyorum, Millet İttifakı ya da halkın ittifakı ile yarım kalan bu hikâye mutlu sonla biter, tarih yazmak isteyen, vatandaşın hakkını teslim etmek için yolunu gözlediği adayı çıkartır” dedi. Siyasi arenada yaşadığı gelişmeleri tüm yönleriyle Dare Medya muhabirine anlatan Kürşad Mithat Özkan, şunları söyledi: “Anlatacaklarıma şöyle bir giriş yapmak isterim, öncelikle bağnaz bir siyasetçi değilim, her kararın liderin iki dudağı arasında olduğu düşüncesini doğru bulmam, çünkü kim söylerse söylesin doğru doğrudur, kim yaparsa yapsın yanlış da yanlıştır, bir siyasetçiye doğruyu veya yanlışı kim yaparsa yapsın, onu söylemek düşer. Siyasete girdim, çünkü siyaseti doğru yapıldığında faydalı işler sınıfında görüyorum. Siyasete girdim, çünkü yarın bir gün çocuklarımın bana, ‘Baba, ülke bu hale nasıl geldi? Bu duruma gelirken sen ne yaptın?’ diye sorduklarında vicdanen rahat olmak istiyorum. Atatürk’ün bize miras bıraktığı bu cennet vatanın aynı anlayış, düşünce ve duygularla ilelebet yaşatılmasını istiyorum. Yunusemre Belediye Başkan adayı olduğumda, yeni kurulan bir partinin siyasete yeni atılan bir yüzü olarak aldığım oy, rakip partinin ve adayının ortaya koyduğu imkânlar göz önüne alındığında büyük bir başarıydı. Sadece 7 oyla kaybettim ve aslında haksızlığa uğradım. İşte belgeleri burada, bir örnek göstereyim; bakın bir sandıkta belediyede zabıta memuru olarak çalışan bir kişi sandık görevlisi yapılmış, oysa bu durum seçim kanununa aykırıdır, seçimin iptalini ve yeniden yapılmasını gerektirir. Bunun gibi birçok usule aykırı uygulama nedeniyle itirazlarımız oldu ve hiçbirisi kabul edilmedi. Aslında seçimin kazananı olduğumu sokaktaki vatandaşımız her vesile ile ifade ediyor, sadece yarım kalan bir hikâye var. Bugün işimden çıkıp evime giderken yolumun üzerinde esnafından memuruna, işçisine kadar birçok vatandaş hikâyenin sonunu mutlaka görmek istediklerini söylüyor. Her görüş ve düşünceden dostlarım, yakınlarım var, halkın beni görmek istediği yer belli, seçime girmemi canı gönülden istiyorlar ve bunu açıkça ifade ediyorlar. Kendi partim dışında birçok siyasi partiden teklif alıyorum. Bu teklifler çoğu zaman genel başkanlık düzeyinde oluyor. Çünkü yaşanmış bir seçim süreci var, elde edilen tecrübeler var, birikim var, en önemlisi bir hikâye ve mağduriyet var. Eğer amaç seçim kazanmaksa, iyi ve liyakatli yönetmekse, tarih yazmaksa, haklı olana hakkını vermekse, vatandaşın hakkını teslim etmek için yolunu gözlediği adayın çıkartılması gerekir.”
“MANSUR YAVAŞ BEY’LE HİKÂYEMİZ AYNI”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın durumunu örnek gösteren Kürşad Mithat Özkan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz Ankara’da Mansur Yavaş Bey’in başına da benzer adaletsizlikler geldi, hakkı yenmişti, ‘Hak yerini bulacak’ sloganlarıyla vatandaşlarımız hakkı sahibine teslim etti. Benim hikâyemle çok benzer ve vatandaşlarımız hakkı yine teslim edecek, çünkü bizim halkımız yüce değerlere sahiptir, neyin ne olduğunu görür ve bilir, zamanı gelince adaleti sağlar, Yunusemre’de de bunu yapacaktır, sadece hakkını teslim edeceği kişiyi bekliyor. Bunu gören ve bilen tüm siyasi parti yöneticileri, kendi partim hariç, kapımı aşındırıyor, çünkü elde tarihi bir fırsat var, bunu değerlendirmek istiyor. Bir siyasi partinin ortaya çıkış nedeni yönetme isteğidir, yani var olan yönetimi beğenmezsiniz ve alternatif olarak ortaya çıkarsınız, amaç seçim kazanmaktır, daha iyisini yapmaktır. Bugünkü şartlarda kazanmak istiyorsak birlikte hareket etmek zorundayız. Ayrıştırmak kolaydır, zor olan birleştirmektir. Lazım olan tüm kesimlerin saygı ve sevgisini kazanmış doğru kişiyi ortaya çıkartmaktır. Bugünkü şartlarda, siyasi rakipleriniz ittifak halindeyken hiçbir partinin tek başına seçim kazanması mümkün görünmüyor. Şimdi CHP kurultayının sonucu bekleniyor, sonuç nasıl şekillenirse, yerel yönetim seçimlerindeki uygulamaların da buna göre şekilleneceğini düşünüyorum. Özgür Özel Bey’in adaylığı Manisa için değerlidir, Manisalı bir siyasetçinin genel başkan olması kente değer katar. Bu il yönetiminin de elini güçlendirir, başarısı artar.”
“MİLLET İTTİFAKI OLMAZSA YUNUSEMRE İTTİFAKI OLUR”
Cumhur İttifakı olduğu sürece muhalefet partilerinin de ittifak anlayışıyla hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Kürşad Mithat Özkan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Orta yerde bir Cumhur İttifakı olduğu müddetçe, muhalefet kanadında seçime her partinin tek başına girmesi başarı getirmeyecektir. Toplumun geniş kesimleri tarafından kabul görmüş, güvenilen ve saygı duyulan ortak adaylar her zaman ipi göğüsleyeceklerdir. Liderler düzeyinde ittifak sağlanamazsa Yunusemre İttifakının sağlanması gerekir, çünkü Yunusemre iyi yönetilmiyor, doğru bir adayın tüm partiler tarafından desteklenerek başkanlığa taşınması adil ve liyakatli yönetimin kapısını açar. CHP, DEVA, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Zafer Partisi yöneticileri ile genel başkanlık ve il başkanlığı düzeyinde bu yönde görüşmelerim oluyor, bu partilerden adaylık teklifi almamın ötesinde birlikte hareket edilebileceği yönünde fikirlerimiz de oluşuyor. Yunusemreli vatandaşlarımızın ve seçmenlerimizin hakkı olana hakkını vereceğine olan inancımızla tüm partilerin destekleyeceği gerçekten ‘Hür ve Müstakil’ yani bağımsız bir aday olmam noktasında da teklifler alıyorum. Ancak vatandaşımızın, özellikle de gençlerimizin Mayıs 2023 seçimlerinden sonra siyasetten soğuması, içine düştüğü umutsuzluk hissi ve siyasetten nefret etmeye varan ümitsizliği benim de siyasete devam edip etmeme noktasındaki kararımı henüz vermemiş olmama sebep oluyor. Gelinen süreçte, tarih yazmak isteyen her siyasi hareket, matematiği unutmadan, his ve duygu yerine rasyonaliteyi öne çıkararak ittifakın her şekline uygun hareket etmek zorundadır, bunun aksine hareket edip tek başına başka adaylarla süreci yürütenler ise korkarım tarih olmaya doğru ilerleyerek hiçbir başarı elde edemeyeceklerdir. Bugün siyaset maalesef bir şeyler elde etmek için yapılıyor, çıkar ilişkilerine dayanıyor, yani günümüz siyasetçisi bu yolda harcadıkları nedeni ile toplumdan ‘Alacaklı’ olduğunu düşünüyor ve buna göre hareket ediyor, oysa erdemli siyasetçi içinden çıktığı topluma ‘Borçlu’ olduğunu düşünmeli ve siyaseti topluma olan borcunu ödemek için yapmalıdır. Ben devlet imkânlarıyla okumuş, meslek sahibi olmuş bir vatandaş olarak topluma borçluyum, tek amacım da bu borcu ödemek için vatanıma, milletime hizmet etmek için siyaset yapmaktır. Siyasete devam etme noktasında kararım kesinleşirse, bunu benzer şekilde düşünen insanlarla yapmak, birlik ve beraberlik içinde, adalet ve liyakatle hizmet etmek tek amacım. Tüm siyasi partilerin seçilmiş temsilcileri ile ekip halinde çalışabilirim. Vatanına, milletine ve Yunusemre’ye hizmet ederek borcunu ödemeyi düşünen liyakatli kadrolarla yeni bir yönetim anlayışını ortaya koyabiliriz.”
DARE MEDYA HABER MERKEZİ ÖZEL HABER
