İlaç olarak her gün atlamadan aldığımız vitamin ve diğer  ilaçlarımızın  devamlı alındığında neler yapabileceğini biliyor muyuz?

Durmadan gazete sütunlarında çeşitli dergi ve mecmualarda, hatta magazin sayfalarında bile artık en ciddi hastalıkların tariflerinin anlatıldığı, tedavilerinin önerildiği, hatta laboratuar bulgularının ezberletildiği bir devri yaşıyoruz. Eskiden bunları yalnız tıp doktorları bilirdi şimdi genç hanımların ne kadar çok şey bildiğine her zaman her yerde şahit oluyoruz.Hele bildiklerini sergilemeyi çok seven hanımefendileri  saatlerce dinleyebilirsiniz .Dikkatimi çeken şey  hepsi hangi vitaminleri almamız gerektiğini, hangi bitkiselleri yememiz gerektiğini biliyorlar ama bunları uzun zaman devamlı aldığımızda  başımıza neler gelebileceği hakkında en ufak bir fikirleri yok , her şeyi öğretiyoruz bari bunları da yazalım da bilgileri tamamlansın diye düşündüm. 
        Yazılarımda  her zaman söylediğim , defalarca tekrar ettiğim bir savım var: Doğa bize her şeyi zarar vermeyecek şekilde yeterince vermiş ,bize düşen sadece onları bilinçli bir şekilde almak ve bilerek kullanmak. Yani her şeyi fark ederek yaşamak,
Neyin ne olduğunu bilerek  yiyip içmek,  günlük ihtiyaçlarımızın miktarını  bilebilmek, yiyecek ve içeceklerimizin temiz ve besin değerinin kaybolmamış olmasına özen göstermekle  yani  günlük gereksinmelerimizin gerektirdiği kadar ve çeşidi ile alabilirsek 
ne ekstra vitamin almamıza, ne ek haplar yutmamıza, nede bize bir sürü zarar veren o ilaçları almamıza gerek kalır. Bu arada en önemli desteğimiz olan , yaşam kaynağımız  ruhsal dengemizi koruyarak, yapıp değiştirebileceklerimizi  halledip, değiştiremediklerimizi ,yapamayacaklarımızı kenara koyup yaşamı bir güzel algılayabilmek , her şeyin nasılda olması gerektiği gibi 
olduğunu görerek yaşamak . Bu ne kadercilik, ne boyun bükme ne de kabulleniştir. Bu sadece yaşanması gerektiği gibi  , kendinin ve insanın gerçeğinin ne olduğunu bilip , doğayı anlayarak yaşamak demektir. Şairin dediği gibi hep beraber ipekli bir kumaş dokur gibi, bilerek, gözeterek , paylaşarak, duyarak yaşamak…
       Sanıyorum bu kadar yaşam felsefesi yeter. Konumuz aşırı doz alımları. Hemen vitaminlerden başlamak istiyorum .
       Vitaminler genellikle vücudumuzda yapılamayan ,dolayısile dışardan besinlerimizle almamız gereken ve genellikle bitkisel besinlerimizin içerdiği maddelerdir. Ama görevleri çok önemlidir çünkü hücrelerimizin pek çok görevlerinde olabilirliği bunlar sağlar, vücudumuz için ESER MİKTARLARDA ( yani çok küçük miktarlarda)  yeterli olurlar. 
        B vitaminlerini  düşünelim . Hemen her hastalığımızda bize verilen ilaçların arasında mutlaka bir Vit. B  hapı oluyor.Bunlar gerçekten çok gerekli maddeler. Bize  verilen ilaçların bir çoğu bu vitaminlerin ya alınmasını yavaşlattığı için  yada o andaki gereksinmeyi arttırdığı için verilir. Bu gereklilik almakta olduğumuz ilaç bitince biter, almaya devam etmenin bir anlamı yoktur ama özel bir durum varsa yani Avitaminoz dediğimiz  azlığı hastalık halinde ise tabii ki o zaman başka .Kısaca demek istiyorum ki kendi bildiğimize hiç almayalım. Alırsak  örneğin Vit. B3 ün aşırı kullanımında (yani uzun zaman alınımında) şiddetli kaşıntı, mide barsak bozuklukları ,hatta astım krizleri bile yapabilir, tokluk  şeker sevilerini yükseltebilir hatta karaciğerde  rahatsızlık yapabilir(hepatotoksik) . Yine Vit. B5  aşırı alımında şiddetli  sinir iltihapları gibi tablolar ortaya çıkar(periferik polineuritis) . Denge bozuklukları,ağız etrafında uyuşukluklar, titremeler ve pozüsyon duygusunun kaybına kadar gidebilen durumları yaşarız. 
       C vitaminini uzun süre ve yüksek dozda kullanırsak (gerçek gereksinmeler dışında) neler oluyor .Burada akut zehirlenme görülmez ancak barsaklardan B12 emilimini bozduğu için kansızlığa, halsizliklere sebep olabilir. Ayrıca Östrojen alan hanımlarda kandaki östrojen seviyelerini yükseltir, böbreklerde  oksalat taşlarının oluşmasına neden olur.
       A vitaminini aşırı aldığımızda ( ki bu vitaminin  güzellik için , akneler için ve daha bir çok nedenlerle  çok sık kullanıldığını gözlemliyoruz ) ciltte kuruluklar, kaşıntılar,kemik ve eklem ağrıları, saç dökülmesi, kilo kaybı, karaciğer ve dalak büyümesi (hepato-splenomegali) ve kafaiçi basıncında artma yapar (KİBAS)
A vitaminin hem eksikliğinde hem de fazlalığında yalancı beyin tümörleri oluşabilir (pseudotümör cerebri)  .
       D vitamini fazlalığında en zehirli vitamindir. Çünkü vücutta depolanır ve yavaş kullanılır,aşırı depolandığında iştahsızlık, bulantı,susuzluk, çok idrara çıkma, 
kabızlık yapar. Kanımızda kalsiyum seviyesi yükselir (hiperkalsemi) bu da dokularımızda kalsiyum birikmesine yani kireçlenmelere sebep olur.
       E vitamini  az zararlı  bir vitamindir ama  yinede yüksek dozda uzun süre alınırsa kas zayıflığı, mide barsak şikayetleri , baş ağrıları ve tansiyon yüksekliği yapabiliyor.
       Bunlar sadece vitaminler , bunun mineralleri var, hasılı yardımcı diye aldığımız bir sürü ilacımız var, bir de onların yan etkileri… Kaş yapayım derken göz çıkarmak diye bir söz vardır  onun gibi…Yukarıda söylemiştim vitaminlerin çok az miktarları normal hayat için yeterli diye ve güzel Doğamız onları yiyeceklerimize öyle yerleştirmiş ki ihtiyacımız kadar yediğimizde zaten alıyoruz. Artık sanıyorum her elimize geçen vitamin veya ilacı almadan iki kere düşünmeliyiz demek istiyorum …

11 Kasım 2023

 Uzm. Dr. Halide Başer