CHP'li Öztrak iktidara seslendi; "30 Ocak'ı beklesinler!"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısı sürerken basın toplantısı düzenledi.

09 Ocak 2023 Pazartesi 20:26
CHP'li Öztrak iktidara seslendi; "30 Ocak'ı beklesinler!"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısı sürerken basın toplantısı düzenledi. Cumhuriyet'in haberine göre; 

Öztrak, şunları söyledi:

  • Bugün toplantımızda; devlet yönetiminin, toplumumuzun ve ekonomimizin çökertilen direklerini yeniden en güçlü şekilde nasıl ayağa kaldıracağımızı değerlendirdik. Bu çerçevede; seçime giderken hükümetin belediye başkanlarımıza yönelik komplolarını, milli iradeye hiçe sayan pervasızlıklarını, buna karşı verilecek mücadeleyi ele aldık. Türkiye’mizi önce feraha sonra da refaha kavuşturacak adımları ve Altılı Masada yürütülen çalışmaları konuştuk. Altı partinin Sayın Genel Başkanlarının, 30 Ocak 2023 tarihinde kamuoyuyla paylaşacakları, Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme Geçiş Yol Haritasına ve Ortak Politikalar Mutabakat Metnine ilişkin süreç de gündem maddelerimiz arasındaydı. Otoriter, halktan kopuk yönetim anlayışını sandıkta değiştirmek; cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını, gerçek bir demokrasiyle taçlandırmak bakımından bu sürecin önemini, Merkez Yönetim Kurulumuzda bir kere daha teyit ettik.

“ERDOĞAN’LA AYNI MAKLUBEYİ AVUÇLAYANLAR, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’Nİ BOMBALADI”

  • ‘Kontrolsüz güç, güç değildir.’ Kontrolsüz güç; yıkımdır. Kontrolsüz güç, istikrarsızlıktır, kontrolsüz güç, kargaşadır. Türkiye tüm bu hakikatleri, 2014’ten bu yana yaşayarak tecrübe etti. Türkiye’nin son normal seçimi, 7 Haziran 2015 seçimleri oldu. Seçime giderken; ‘400 milletvekilini verin, bu iş huzur içinde çözülsün’ diyenler milletten o gün istediğini alamayınca memlekette ne huzur bıraktı ne de istikrar… O gün bugündür ülkemizde krizler, kaoslar eksik olmadı. Her kriz, her kaos, Erdoğan şahsım rejiminin inşası için lütuf kabul edildi.
  • 1 Kasım 2015 seçimlerine patlayan silahların ve bombaların gölgesinde gidildi. Ardından 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi geldi. Erdoğan’la aynı yollarda yürüyüp, aynı yağmurda ıslananlar, aynı maklubeyi avuçlayanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombaladı. Erdoğan bu bombaları da ‘Allah’ın lütfu’ kabul etti, ilan ettiği OHAL’le, ucube yönetim sisteminin ön provasını yaptı. OHAL şartlarında ülkeyi götürdüğü Nisan 2017 referandumu, Yüksek Seçim Kurulu destekli mühürsüz oy pusulalarıyla ucube rejime giden yolun taşlarını döşedi. Ucube şahsım yönetim sistemine, 2018’de işte böyle geçildi. 2019 Mahalli İdare Seçimlerinde ise demokrasimize, doğrudan Yüksek Seçim Kurulu eliyle darbe vuruldu.
  • “FAİZ SEBEP, ENFLASYON SONUÇ’ SAFSATASIYLA 85 MİLYONUN GELECEĞİYLE OYNADI”

  • Tüm yetkileri tek bir kişide toplayan, istişare ve devlet aklını yok eden yönetimde denge ve denetimi bitiren liyakat yerine sadakati öne çıkaran bu ucube sistem; devlette yönetim krizini daha da derinleştirdi. Sadece devlette yönetim krizleri değil, saray mamulü ekonomik krizlerin de ardı arkası kesilmedi. Kuralsızlık, hesapsızlık devlet yönetiminden ekonomi yönetimine sirayet etti. Merkez Bankası’nın 128 milyar doları hesapsız, kitapsız arka kapı operasyonlarıyla satıldı. ‘Ben ekonomistim’ diye böbürlenen sarayın kibirlisi; kimseyle istişare etmeden, kimseye danışmadan ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla 85 milyonun geleceğini kararttı.
  • “PİYASA BIRAKMADILAR. KUMANDA EKONOMİSİNE GEÇTİLER”

  • İşler kontrolden çıkınca, kontrolsüz güç isteyenler, para, sermaye, döviz ve kredi piyasalarına kelepçe üzerine kelepçe vurdular. Mal piyasalarında da tanzim satışlar, fiyat kontrolleri ve narh uygulamalarına başvurdular. Piyasa diye bir şey bırakmadılar. Kumanda ekonomisine geçtiler. Ekonomiyi olağanüstü kırılganlaştırdılar.
  • “ERDOĞAN’IN, ‘BEN ALIŞILMIŞ BİR CUMHURBAŞKANI OLMAYACAĞIM’ DEDİĞİ 2014’TEN BU YANA; MİLLETİMİZİN GELİRİ 150 MİLYAR DOLAR ERİDİ”

  • Bertold Brecht; ‘Adalet, halkın ekmeğidir’ derken, ne kadar doğru söylemiş. Devletin adalet direğini çökertenler, toplumun orta direğini de çökerttiler. Orta direğin elinden ekmeğini çaldılar. Orta direk; devlet dairesinde memurdur. Fabrikada işçidir. Dükkânda esnaftır. Kahvede emeklidir. Bu ucube yönetim sisteminde ülkemizin orta direği, hayat kavgasını bıraktı. Hayatta kalma kavgasına başladı. Ucube şahsım yönetim sisteminde ülkemizde adalet bitti.  Emekçinin, emeklinin, esnafın sofrasındaki ekmek de, saray yanaşmalarının sofralarına gitti. Erdoğan’ın, ‘Ben alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağım’ dediği, 2014’ten bu yana; milletimizin geliri 150 milyar dolar eridi. Her bir vatandaşımızın geliri 3 bin 97 dolar düştü. Böylece ne kadar alışılmamış bir Cumhurbaşkanı olduğunu, cümle âleme ispatladı.
  • “YÜZDE 30 MAAŞ VE AYLIK ZAMMINA ‘MÜJDE’ DİYENLER, DOĞAL GAZ HİZMET BEDELİNE YÜZDE 84 ZAM YAPARKEN HİÇ UTANMADILAR”

  • Erdoğan’ın ‘alışılmamış’ Cumhurbaşkanlığında; memur, işçi ürettiği refahtan pay alamadı. Bıraktık refahtan pay almalarını, kamu emekçilerinin gelirleri enflasyon karşısında bile tutunamadı. İşte bu raporda tablo var: 2013’ten sonra, kamu işçilerinin ücretleri, reel olarak yüzde 11 geriledi. Bunu biz demiyoruz. Altında Erdoğan’ın imzası olan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı. Sayfa, 244. Bunlar da Tayyip Erdoğan’ı Üzmeyen İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon rakamlarına göre… Meşhur fıkradır. Kayseriliye sormuşlar, ‘İki kere iki kaç eder’ diye, Kayserili de ‘Alırken mi, satarken mi?’ demiş. Bunların ki de tam bu hesap… TÜİK’e sormuşlar, ‘Enflasyon kaç?’ diye. TÜİK de ‘Vergiye yapılacak zammı hesaplarken mi, memur maaşına yapılacak zammı hesaplarken mi?’ demiş. Memur maaşlarına, emekli aylıklarına sayın Genel Başkanımızın da zorlamasıyla iki taksitte yüzde 30 zam yaptılar. Buna da ‘müjde’ dediler, övündüler, şişindiler. Yüzde 30 maaş ve aylık zammına ‘müjde’ diyenler, trafik cezalarına, pasaport harçlarına yüzde 123, doğal gaz hizmet bedeline yüzde 84, özel okul ücretlerine yüzde 65 zam yaparken hiç utanmadılar.
  • “BUNLAR HALA ZULÜM İLE ABAT OLMAYA KALKIYOR”

    İşte en son alkollü içeceklere yapılan zamlar, artık milleti yıldırma ve zulüm noktasına geldi. Devlet, bir hayat tarzını kuşatamaz, taciz edemez, rahatsız edemez. Devlet her hayat tarzını korur. Ancak bu ucube rejimin böyle bir derdi yok. Bunlar hala zulüm ile abat olmaya kalkıyor.

  • “MEMURLARIMIZ, ‘YÜZDE 25’TEN YÜZDE 30’A, YÜZDE 5 EK ZAM ANCAK İKİ KİLO PEYNİR PARASI’ DİYEREK, DÜŞÜRÜLDÜKLERİ DURUMA İSYAN EDİYORLAR”

  • Sarayın sarı memur sendikası, yüzde 25 zamma fit olup bu zammı ayakta alkışlarken diğer memur sendikaları, yüzde 30’luk maaş zammını protesto etmek için iş bırakıp, meydanlara iniyor. Memurlarımız, ‘Yüzde 25’ten yüzde 30’a, yüzde 5 ek zam ancak iki kilo peynir parası’ diyerek, düşürüldükleri duruma isyan ediyorlar.
  • “MİLYONLARCA DEVLET MEMURU VE AİLESİ, BU UCUBE REJİM ELİNDE YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR”

  • Bugün ülkemizde dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 26 bin 485 lira… Ama kamuda çalışan; uzman hekimin maaşı 20 bin 774 lira. Hemşirenin maaşı 14 bin 638 lira. Şube Müdürünün maaşı 16 bin 876 lira. Başkomiserin maaşı 18 bin 630 lira. Polis memurunun maaşı 17 bin 71 lira. Öğretmenin maaşı 13 bin 61 lira. Ve aile ödeneği dâhil en düşük memur maaşı 11 bin 848 lira. Polisi, öğretmeni, doktoru, hemşiresi, milyonlarca devlet memuru ve ailesi, bu ucube rejim elinde yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyor.

Anahtar Kelimeler:
ChpFaik öztrak
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.