Artık rejim tartışmalarıyla oyalanmak yerine, halkın adalet duygusunu harekete geçirecek net adımlar atılmalıdır. 17-25 Aralık süreci, 15 Temmuz darbe girişimi ve KHK mağduriyetleri, bağımsız bir yargı mekanizması ile yeniden ve adil biçimde araştırılmalıdır.

TEHLİKEYİ GÖR, TEDBİRİNİ AL: CHP’YE STRATEJİK UYARILAR VE ÖNERİLER

Siyaset, sadece iktidar mücadelesi değil; halkın vicdanında, aklında ve hayatında karşılık bulan bir varoluş biçimidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu mücadelede tarihsel sorumluluğunun tam da merkezindedir. Bugünün Türkiye’sinde artan keyfiyet, hukuk dışılık ve kurumların zayıflatılması karşısında CHP’nin stratejik akıl ve toplumsal sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir.

Kayyum İhtimali ve Parti İçi Uyum
Olası bir kayyum ataması durumunda, partide bölünmelerin önüne geçilmesi için sağduyulu bir yaklaşım gereklidir. Bu noktada önerim şudur: Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, geçmiş tecrübesi ve toplumsal saygınlığıyla yeni bir kongre sürecini başlatabilir. Bu süreçte Özgür Özel ile uzlaşarak genel başkanlığı ona devretmesi, partide birlik ve bütünlüğü sağlayabilir. Bu tutum, hem Kılıçdaroğlu’nun toplumsal itibarını pekiştirir hem de Özgür Özel’in bu güvenin kıymetini bilmesini sağlar.

Unutulmamalıdır ki yenilik, cesaretle atılan adımlarla doğar. Bazen vefa, vefasızlık içinde bile insana ve siyasete değer katar.

Rejimi Konuşmayı Bırakın, Halkı Anlatın
Artık rejim tartışmalarıyla oyalanmak yerine, halkın adalet duygusunu harekete geçirecek net adımlar atılmalıdır. 17-25 Aralık süreci, 15 Temmuz darbe girişimi ve KHK mağduriyetleri, bağımsız bir yargı mekanizması ile yeniden ve adil biçimde araştırılmalıdır. Bu konular, açık bir iletişimle il il gezilerek halka anlatılmalıdır.

CHP, adalet, hukuk ve demokrasi temelinde yeni bir toplumsal sözleşme oluşturmalıdır. Bu sözleşme sadece siyasi değil; ahlaki ve vicdani bir çerçeve sunmalıdır.

İktisat, Hukuk ve Demokrasi Kongreleri Şart
Parti, artık mahalleci, içe kapalı tutumlardan uzaklaşmalı ve toplumun tüm kesimleriyle bağ kuracak yapılar geliştirmelidir. Bunun için iktisat ve hukuk alanlarında ulusal kongreler düzenlenmeli; çözüm yolları, uzmanlıkla ve katılımla şekillendirilmelidir.

Belediye seçimlerindeki destek, halkın CHP’ye duyduğu umudu gösterdi. Ancak bu umudu korumak için sadece kazanmak değil, kazanımı yönetmek de gerekir. Sloganlar ve simgelerle oyalanmak yerine, akıl ve ilke siyasetinin inşası esas olmalıdır.

Devleti Elinde Tutanla Siyaset Yapmak
Günümüzde CHP’nin rakibi bir siyasi parti değil; devletin olanaklarını kendi lehine kullanan keyfi bir yönetimdir. Devletin imkânlarıyla yürütülen propaganda, sahte deliller, uydurma suçlar ve gizli tanıklarla yaratılan hukuksuzluklara karşı uyanık olunmalıdır.

Bu iktidar, farklı olanı susturmak için trol ağları, yandaş medya ve yargı silsilesi kullanmaktadır. CHP, bu yapıları çözümleyerek kamuoyunu bilgilendirmeli, kararlılıkla yoluna devam etmelidir.

Geçmişten Ders, Gelecek İçin Vizyon
Gelecek, geçmişe takılı kalarak inşa edilemez. Yenilgilerin içindeki dersleri görebilenler, zaferi inşa ederler. CHP’nin geçmişi bir tecrübe kaynağı olmalı; ancak esas odak, geleceği inşa etmektir.

Toplum, artık CHP’den güçlü ve net bir duruş beklemektedir. Halk, uyanmanızı, öncü olmanızı ve çözüm üretmenizi istiyor. Aksi takdirde tarih, kaçırılan fırsatların da hesabını sorar.

Son Söz: Aklın, Vahyin ve Vicdanın Rehberliğinde
Bilgeler, tehlikeyi gelmeden görür; aklın görevi yalnızca bilmek değil, düşünmek, sorgulamak ve çözüm üretmektir. CHP, bu aklı harekete geçirmeli; halkla birlikte, halk için, halkla yürümelidir.

Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, güçlü bir muhalefet değil; umut veren, güven telkin eden, çözüm sunan bir öncüdür. Cumhuriyetin mirası, ancak akılla, bilimle, hukukla ve ahlakla korunabilir.

Kemal Albayrak
Siyasetçi / 02.06.2025