Ortadoğu'nun ateşi hiç sönmüyor. Son olarak 16 Temmuz 2025'te İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’a düzenlediği hava saldırıları, bölgedeki dengeleri bir kez daha sarsacak cinsten.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirveye gönderdiği mesajda ise açık bir uyarı vardı: “Bölge yeni bir savaşı kaldıramaz.
Kuzeyimizde Ukrayna-Rusya savaşı tüm acımasızlığıyla sürüyor. Savaşın en büyük bedelini sivil halk ödüyor; yıkılan şehirler, parçalanan aileler, yerinden edilen milyonlarca insan…
Son olarak İsrail'in yeni gözdesi: Demir Işın (Iron Beam). Lazer tabanlı, düşük maliyetli bir savunma vaat eden bu sistem hâlâ test aşamasında.
Türkiye Cumhuriyeti, son yirmi yılda izlediği çok boyutlu dış politika anlayışıyla bölgesel denge unsuru olmanın ötesine geçmiş, oyun kurucu aktör hâline gelmiştir.
Bugün Ferdi Zeyrek’e yürekten bağlı binler vardı.
Dünya bir imtihan yurdu. Ve bu imtihanın en kritik sorusu: "Hayatının hesabını verebilir misin?"
Nükleer tahrikli denizaltılar, klasik denizaltıların aksine aylarca su altında kalabilir, yüksek hızda ve sessizlikte görev yapabilir.
Dünyanın dört bir yanına ihraç edilen SİHA’lar, yalnızca ekonomik değer değil; aynı zamanda caydırıcı bir güvenlik kalkanı sağlıyor.
27 Mayıs’ın yıl dönümünde, demokrasiyi bir rejim değil, bir değer olarak gören herkesin aynı soruyu sorması gerekir.
İşte adalet! İşte sulh! Hakkı teslim etmek, mazlumu korumak ve hakkaniyetle hükmetmek… Sulh ancak böyle sağlanır, ancak böyle bereketlenir.
Bu zafer sadece dağlarda kazanılmadı. Diplomatik masalarda, karanlık odakların kurduğu tuzaklarda, ekonomik baskılarla örülen duvarlarda, uluslararası arenada Türkiye'nin haklı duruşuyla da kazanıldı.
Bu bağlantı sizi https://www.daremedya.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.