Polis çocukları babalarını. polis annelerini pek tanımazlar, onlar da çocuklarını.

Yazdık, yine yazıyoruz, yazmaya devam edeceğiz.
''POLİS ADALETİN İLK KAPISIDIR''  yazmakta emniyet binalarında. Özellikle Polis Haftasının içinde yer aldığı Nisan ayın da bu sözlerin yazılı olduğu pankartları bolca görürüz.


Peki Polis kendi içinde hiyerarşik kademede  ne kadar adildir, özlük hakları konusunda bu teşkilat mensuplarına ne ölçüde adil davranılmaktadır?


Günün 24 saati devletin emrinde, halkın hizmetinde olan polislerin , mesleğe alınışları, eğitimleri, çalışma şartları, ücretleri diğer devlet memurları ile aynı mıdır ? Şüphesiz değildir. Hatta kendi içinde dahi aynı değildir.


Polis olmak için, önce lise eğitimini bitirecek, iki yıl süreli Polis Meslek Yüksek Okuluna sınavları kazanarak girecek ve mezun olacaksınız. Veya herhangi bir fakülteyi bitirecek ve Polis Eğitim Merkezlerinden birine sınavları kazanarak girecek ve mezun olacaksınız. Her iki halde de Polis Memuru olarak atanacaksınız.
Polis Amiri olmak için, dört yıllık bir fakülteyi bitirecek, Polis Akademisine devam edecek, mezun olacak, komiser yardımcısı olarak atanacaksınız.


Polis memurlarından arzu edenler, yönetmenliklerde belirtilen şartlara sahip ve açılan sınavları kazanır iseler, öngörülen bir eğitim döneminden sonra Baş Polis veya Komiser Yardımcısı olabilirler. Komiser sınıfındakiler eğitim durumlarına göre daha üst rütbeler çıkabilirler.
Polis olmak için sadece kabaca sıralanan bu okulları bitirmek yeterlimi?
Polis olmanın temelinde ne var?
Başka bir ifade ile Polisliği diğer devlet memuriyetlerinden ayıran nedir?
Polis Kolejine, biz kolejlilerin tabiri ile, onbeş yaşında kısa pantolon ile girdik. Orada, sınıf komiserlerimizin ve üst devre ağabeylerimizin hala unutamadığımız bir deyişleri var idi. '' Yediğiniz ekmekte, giydiğiniz üniformada, okuduğunuz kitap, kullandığınız defter ve kalemde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Mezun olduktan sonra alacağınız ve bugün size harcanan her kuruş, bu memleketin namuslu insanlarının ödediği vergilerden, millete ve devlete hizmet etmeniz için geliyor ve gelecektir.'' Bu inanç ile yetişen her rütbeden Polis Amir ve memurları, güzel vatanımın her köşesinde, en ağır şartlarda, günün 24 saatinde, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korumakta, halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin etmenin yanı sıra yardım isteyenler ile yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet etmekte, yasa ve yönetmenlikler ile kendisine verilen görevleri yeri geldiğinde canı pahasına yapmaktadır.


O'nun görev süresi 12 saattir. Maç, toplumsal olay, devlet büyüklerinin geliş ve gidişleri ve de günün gelişen olayları, bu süre sonuna 1, 2, 3,......saat daha ekleyiverir. Tabii bu 12 saat üniformalı sınıflar içindir. Asayiş, terörle mücadele İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize suçlar ile Mücadele gibi adli birimlerde ise saat mefhumu yoktur.
Fazla mesai ücreti ( sadece dört saati kapsar), tayın bedeli ise çok komik rakamlar ile ifade edilir.
Polis Müdürleri öyle gökten zembille inmezler. Komiser sınıfında iken, tim, ekip, karakol, kısım, masa, büro amiridirler. Emniyet Amirliği, Şube Müdürlüğü dönemleri de görevin ağırlığı ve emirlerindeki personelin sorumluluğu ile geçer.
Hiç bir polisin sabah veya akşam göreve çıktığı evine döneceği saati belli değildir. Hiç dönemeyenler şühedadır. 


Polis çocukları babalarını. polis annelerini pek tanımazlar, onlar da çocuklarını.
Oldukça uzun süreli bir dış görevde iken bir gün çocukların okula gittiklerini gördüm. ''Okullar açılmış dediğim de yanımdaki arkadaşım '' ....bir gün oğlumun öğretmenini gördüm. 
Oğlumun durumunu sorduğumda:
- Ben onun ilk okul öğretmeniyim, bu sene orta okula başlıyor dedirdiğin de ona ve kendime söyleyecek söz bulamadım'' demiş idi.
Bilinmelidir ki polis için de boşanmalar, dağılan yuvalar, intiharlar çok amma çok fazladır.
Her iktidar döneminde polis, iktidar sahipleri, çıkar amaçlı suç örgütleri tarafından kullanılmak, ideolojik kamplara ayrılarak bölünmek istenmiş, En üst makamı olan Emniyet Genel Müdürlüğü birkaç istisna dışında meslekten yetişen ehil kimseler atanmamıştır.


Ancak, hiçbir dönemde, Polis üzerinde FETO/PDY MENSUPLARI ve bunlara boyun eğenleri kadar yıpratıcı ve yıkıcı bir operasyon yapılmamıştır.
Polis Amirleri ve memurları, her yıl sicil almakta, terfi ve atamaları Emniyet Genel Müdürlüğü ve İç İşleri Bakanlığınca yapılmaktadır. İl Emniyet Müdürleri ise Cumhurbaşkanlığı kararı ile atanmaktadırlar.
Aslolan yıllardır terfilerin ve atamaların nasıl yapıldığını, hangi kıstasların göz önüne alınıp alınmadığını, kimlerin mağdur edildiğini, incelemek, gerekiyor ise ki gerekiyor, soruşturmak, hatası, kusuru, kastı görülenleri cezalandırmaktır.
Biliyoruz ki, yıllardır, terfi sırası gelen polis amir ve müdürleri hakkında sudan sebepler ile dayanaksız ihbarlar ile soruşturmalar açılmış, soruşturmalar sebep gösterilerek yerleri değiştirilmiş, cezalar ile terfileri önlenmiş veya geciktirilmiştir. Yüzlerce ceza ve atama İdare Mahkemeleri kararları ile iptal edilmiştir. Haksız, mesnetsiz, yanlış uygulamalar, neticede ötekileştirmeyi beraberinde getirmiş, kırgın, güvensiz, karamsar guruplar meydana gelmiştir.


Polis meslek mensupları her şeye rağmen görevlerinin ve sorumluluklarının bilincinde olmuşlar ve ekmeğini yedikleri devlete ve millete ihanet etmemişlerdir.
İnanarak ve gururla diyoruz ki, Polis Teşkilatının kahir ekseriyeti Polis olmanın dayanılmaz ağırlığını mana ve maddede şerefle taşıyan, suç ve suçlu ile mücadelenin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Koruyucu Kalkanı olan değerli bireylerdir.
Ancak, uzun yıllardır, onca talep ve anlatıma rağmen Polis meslek mensuplarının özlük haklarında köklü bir düzenlemeye gidilmemekte adeta ısrar edilmekte, eşit işe eşit ücret sözü, Polis söz konusu olduğunda göz ardı edilebilmektedir.


Ek gösterge de, 3600 ek gösterme talebi ret edilmekte. neticede emekli olduklarında mağduriyetlerinin sürdürülmesine sebep olunmaktadır.
Selam vermekten çoğu zaman imtina edilen, ancak her dara düşüldüğünde çağırılan, hayatları pahasına hizmet eden polisimize toplumca ne zaman sahip çıkacağız?
Selam ve Dua İle!...

27 Ocak 2025

Yavuz Elbirler