Bugün lütfen kimseyi “engelli olduğu için” kutlamayın.
3 Aralık, bir kutlama günü değildir; görmediğimiz, görmezden geldiğimiz engelleri fark etme günüdür.
Unutmayalım: “Engel insanlar da değil, ulaşamadıkları kapılardadır.”
Bir kişinin değil, bir sistemin dönüşmesine ihtiyaç vardır.
Bugün lütfen kimseyi “engelli olduğu için” kutlamayın.
Çünkü engellilik bir başarı değil, hayatın doğal bir çeşitliliğidir.
“Bir gün hepimiz engelli olabiliriz” demek, yapılan iyiliği kişiselleştirmek ve karşıdakine farkında olmadan yük bindirmektir.
Oysa gerçek empati, başkasının yerine geçmek değil; onun yaşadığı zorlukları ortadan kaldırmak için sorumluluk almak demektir.
Unutmayın: “Empati, tekerlekli sandalyeye bir dakika oturmak değil; o sandalyenin gidebileceği yollar yapmaktır.”
10 metrelik bir alanda göz bağlamak veya sandalyeye oturmak, gerçek deneyimi vermez.
Gerçek deneyim, günün her saatinde ulaşamayacağı bir merdivenle, düşünülmemiş bir rampayla, erişilemeyen bir düğmeyle yaşanır.
Bu yüzden en doğrusu, tasarladığımız her şeyi herkes için erişilebilir kılmaktır.
Tekerlekli sandalye hediye etmek bile özen ister.
Her gözlüğün her göze uymadığı gibi, her sandalye de her bedene uygun değildir.
“İyilik yapayım” derken zarar vermemek için sormak, araştırmak, uzman görüşü almak gerekir.
Çünkü “İyi niyet, bilgiyle birleşirse iyileştirir; bilgisiz kaldığında incitebilir.”
Ve bir ricamız olsun:
Bir kişi bir şeye ulaşamadığında “Düşünemedik, kusura bakma” demeyin.
Bu cümle, farkında olmadan “seni hesaba katmadık” anlamına gelir.
Oysa “Görmezden gelmek en büyük engeldir.”
En doğru yol bellidir:
Ne üretiyorsak, ne hizmet veriyorsak, onu herkes için erişilebilir yapmak.
Çünkü erişilebilirlik bir lütuf değildir; eşit yaşam hakkının ta kendisidir.
Ve unutmayalım:
“Dünya ancak herkes için erişilebilir olduğunda gerçekten herkesindir.”
3 Aralık 2025
Mustafa Temiz