Sayın Erdoğan’ın kararlı ve vizyoner liderliği sayesinde Türkiye, artık masalarda oturan değil; masaları kuran, kuralları koyan ülkelerden biri.

Tarihler 29 Nisan 2025’i gösterirken Roma’da öyle bir zirve gerçekleşti ki; hem Akdeniz’deki dengeleri hem de Türkiye’nin küresel vizyonunu yeniden tarif etti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan Türkiye-İtalya Hükûmetler Arası Zirvesi, sadece bir diplomatik buluşma değil; Türkiye’nin bölgesel güç olmaktan, küresel aktörlüğe geçişinin sessiz ama sağlam adımlarından biri olarak tarihe geçti.

Sayın Erdoğan’ın kararlı ve vizyoner liderliği sayesinde Türkiye, artık masalarda oturan değil; masaları kuran, kuralları koyan ülkelerden biri. Roma’daki görüşmeler, bunun açık ispatıdır.

Peki, bu zirve Türkiye’ye ne kazandırdı? İşte maddelerle İtalya-Türkiye Zirvesi’nin satır araları:

1. Ekonomide Yeni Ufuklar:

İki ülke arasındaki ticaret hacmi 32 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarılıyor.

Enerji, ulaştırma ve altyapı gibi kritik alanlarda yeni yatırımlar ve ortaklıklar kapıda.

400’den fazla İtalyan şirketin Türkiye’ye olan ilgisi, Erdoğan liderliğindeki ekonomik güven ortamının net göstergesi.

2. Savunma Sanayii’nde Ortak Atılım:

Baykar ile İtalyan Leonardo firması arasında insansız hava aracı üretimi konusunda büyük bir ortaklık başlatıldı.

Baykar’ın İtalya’dan Piaggio Aerospace şirketini satın alması, Türk savunma sanayisinin Avrupa’ya açılan kapısı olacak nitelikte.

İmzalanan savunma gizlilik anlaşması, iki ülkenin ileri teknoloji alanında güven inşa ettiğini ortaya koyuyor.

3. Göçle Mücadelede Türkiye’nin Merkez Rolü:

İtalya, Sayın Erdoğan’ın göç politikalarındaki başarısını açıkça takdir etti.

Akdeniz göç yolunun kontrol altına alınması, Avrupa’nın da Türkiye’ye olan bağımlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.

4. Enerji ve İklim Değişikliği Alanında Ortak Vizyon:

Hidrojen enerjisi, yenilenebilir kaynaklar ve karbon nötrlüğü gibi geleceğin projeleri masaya yatırıldı.

Türkiye, yalnızca bugünü değil, yarını da planlayan bir ülke olduğunu bir kez daha gösterdi.

5. Kültürel ve Diplomatik İş Birliği:

Kültür, gençlik, eğitim ve diplomasi alanlarında yeni protokoller imzalandı.

Akdeniz'in iki büyük ülkesinin ortak mirası, ortak geleceğe dönüştürülüyor.


Bu tablo gösteriyor ki; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politika hamleleri, yalnızca Türkiye’nin çıkarlarını korumakla kalmıyor, aynı zamanda barışı, istikrarı ve karşılıklı faydayı esas alan bir diplomasi dilini dünyaya öğretiyor.

Türkiye artık “yalnız ve güçlü” bir ülke değil; dostluklara yön veren, adil ortaklıklar kuran bir merkez ülke. Roma’da yükselen ses, Ankara’dan dünyaya verilen kararlı ve vakur bir mesajdı:
“Türkiye, bölgesel dengelerin değil, küresel barışın kurucu aktörüdür.”

30 Nisan 2025

Şeyda GÖKTEN