Bu zafer sadece dağlarda kazanılmadı. Diplomatik masalarda, karanlık odakların kurduğu tuzaklarda, ekonomik baskılarla örülen duvarlarda, uluslararası arenada Türkiye'nin haklı duruşuyla da kazanıldı.
Tarihler, bir milletin hafızasında iki şekilde yer eder: Ya utançla anılır ya da onurla yazılır. Bugün, milletçe tarihin onurlu sayfalarına altın harflerle kazınacak bir günün eşiğindeyiz. 40 yıl boyunca bu aziz milletin bağrına hançer gibi saplanan, nice ocağı söndüren, nice yiğidi toprağa düşüren terör örgütü PKK, nihayet sahneden çekildiğini ilan etti.
Dile kolay, 40 yıl. Neredeyse bir ömrü saran bu acı tarih, aslında sadece bir terörle mücadele hikâyesi değildir; bu, aynı zamanda bir milletin yeniden diriliş destanıdır. Terörle mücadelede kararlılık gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cesaret, akıl ve basiret ile yürüttükleri bu mücadelede bir devrin sonunu getirdiler. Sözde "bitmez" denilen o karanlık dönem artık tarihe gömülmüştür.
Bu zafer sadece dağlarda kazanılmadı. Diplomatik masalarda, karanlık odakların kurduğu tuzaklarda, ekonomik baskılarla örülen duvarlarda, uluslararası arenada Türkiye'nin haklı duruşuyla da kazanıldı. Artık sadece bir terör örgütünün sonunu konuşmuyoruz; aynı zamanda yıllarca bu milletin direncini, umudunu, birliğini hedef alan kirli yapıların da çöküşünü izliyoruz.
Fakat başka bir hakikati de göz ardı edemeyiz. Yıllarca bu milletin inancını, değerlerini ve tarihsel kodlarını görmezden gelen bir zihniyet vardı. Elitist, üstenci, halktan kopuk bu anlayış, sekülerizmi kalkan yaparak Atatürkçülüğü sömürdü. Oysa Gazi Mustafa Kemal’in hedef gösterdiği “muasır medeniyetler seviyesi” bir slogandan ibaret değildi. O hedef, milletin ruhuyla yoğrularak, ilimle, adaletle, özgürlükle ve inançla inşa edilmeliydi.
Bu milletin evlatlarını "çağdaşlık" yalanlarıyla köklerinden koparmaya çalışanlar, halkı cahil bırakıp yönetme kolaycılığına sığınanlar artık kaybetti. Bugün bu halk, sadece teröre değil, aynı zamanda zihinsel esarete de meydan okumaktadır.
Önümüzde artık yepyeni bir sayfa var. Dirilişin ve yükselişin sayfası. Bu ülkeyi sadece terörden değil; aşağılık komplekslerinden, içimize işlenmiş teslimiyetçi zihniyetten de arındırma vaktidir. Ahmak bırakılan bu toplumun içinden çıkacak aydınlık fikirlerle, yerli ve milli değerlerle yoğrulmuş bir medeniyet yürüyüşüne başlıyoruz.
Ve haykırıyoruz: Bu millet, terörü yendi.
Bu millet, zihinsel esareti yenecek.
Bu millet, kendini yeniden inşa edecek!
12 Mayıs 2025
Şeyda GÖKTEN